Bu, Dr. Rosemary Basson tarafından geliştirilen, kadınların uyarılması ve arzusunun yeni bir modeli. | TED | وهذا نموذج آخر من إثارة وشهوة النساء والذي تم تطويره من قبل الطبيبة روسماري باسون. |
Burada yapacağım şey, NASA'nın Ohio, Cleveland'deki Glenn Araştırma Merkezi'nde geliştirilen yeşil mefhumunu sizlere anlatmak olacak. | TED | ما أنا بصدد القيام به هو أن سأفسر لكم مفهوم أخضر أقصى والذي تم تطويره في مركزأبحاث غلين التابع لوكالة ناسا في كليفلاند، بأوهايو. |
Güney Afrika'da geliştirilen bu hücre bazlı ekran geleneksel ekipmanlara göre 10 kat daha az maliyetli ve ileri düzey eğitim gerektirmiyor. | TED | هذا الكشف الطبي عبر الهاتف تم تطويره في جنوب أفريقيا، ويكلف 10 مرات أقل من المعدات التقليدية ولا يتطلب تدريبًا متقدمًا. |
Bu bir kaç yıl önce Oxford Univerisitesinde geliştirilen bir teknolojidir. | TED | إذن هذه هي التكنولوجيا التي تم تطويرها في جامعة أوكسفورد منذ بضع سنين. |
Onun tasarımda olması için ısrar etmek, Roma kemerleri için geliştirilen yapısal teknolojinin çoğunu kullanamayacağınız anlamına geliyordu. | TED | بالإصرار على أن تكون في التصميم ذلك يعني أنك لا تستطيع استخدام الكثير من تكنولوجيا البناء التي تم تطويرها للأقواس الرومانية. |
Durmadan geliştirilen yeni ilaçların potansiyel etkileşimlerini bulmak için süper bilgisayarlar kullanılıyor. Bu esnada, bu ilaçlar ise hâlâ gelişme sürecinde. | TED | بالنسبة للأدوية الجديدة التي يتم تطويرها طوال الوقت، يتم استخدام أجهزة الكمبيوتر العملاقة لاكتشاف التفاعلات المحتملة بينما لا تزال هذه الأدوية قيد التطوير. |
NASA tarafından geliştirilen yeni bir yüz tanıma sistemi denemekteyiz. | Open Subtitles | إنّنا نجرّب نظام تمييز الوجوه الجديد هذا الذي طورته وكالة الفضاء الأمريكيّة. |
Aslında böyle bir komünist prensibinin Soğuk Savaş esnasında Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilen bir sistemin temeli olması bir hayli enteresan. Fakat açıkça görülüyor ki bu gerçekten çok iyi yürüdü ve internetin nerelere geldiğini gördük. | TED | كان لافتا أن مثل هذا المبدأ الشيوعي كان الأساس لنظام تم تطويره خلال الحرب الباردة من قبل وزارة الدفاع, ولكن من الواضح انها عملت بشكل جيد، وكلّنا رأينا ما حدث مع الإنترنت. |
Bu kanser için geliştirilen bir ilaçtır. | TED | هذا الدواء تم تطويره لمرض السرطان. |
AVRUPA'NIN ORTA ÇAĞINDA, ROMA ZAMANINDA GELİŞTİRİLEN İYİLEŞTİRME SANATI NEREDEYSE UNUTULMUŞTU. | Open Subtitles | في العصور المظلمة، فن العلاج الذي تم تطويره (في العصر الروماني غاب تماماً في (أروبا |
Burada Harvard Üniversitesi'nde geliştirilen küçük sevimli bir adam var ve vücudu boyunca uygulanan basınç dalgaları sayesinde yürüyor, esnekliği sayesinde alçak bir köprü altından geçebilir ve yürümeye devam edebilir. Sonra biraz daha farklı bir biçimde yürümeye devam ediyor. | TED | هنا واحد لطيف تم تطويره في جامعة (هارفارد)، ويسير بفضل موجات ضغط تمر عبر جسده، وبفضل مرونته يمكنه التسلل أسفل جسر منخفض، ثم يواصل السير، ثم يواصل السير بشكل مختلف بعد ذلك. |
Fakat, Burroughs Wellcome Şirketi tarafından geliştirilen hastalığın seyrini kesebilecek bir ilaç var fakat Burroughs Wellcome, Glaxo Wellcome tarafından alındı. | TED | وعلى أية حال، هناك دواء "تم تطويره في شركة (Burroughs wellcome) يمكن من خلاله إيقاف تطور المرض ولكن شركة (Burroughs Wellcome) تم شراؤها من قبل(Glaxo Wellcome). |
Skynet, Brewster'ın gözetiminde geliştirilen dijital savunma sistemi. | Open Subtitles | سكاي نت ) هو أحد انظمة الدفاع الرقمية ) ( تم تطويرها على يد ( بروستر |
Davis tarafından geliştirilen yeni nesil mobil bir telefon için dev bir yatırım yapmışlar. | Open Subtitles | و إتضح بأنهم كانوا سيستثمرون بأموال ضخمة في الجيل القادم من شرائح الهواتف النقالة التي تم تطويرها من طرف (دايفيس) |
Ekibim, Somerville'de geliştirilen teknolojiyi kullanarak beyindeki motor korteksinde nöronlardan gelen tam zamanlı sinyalleri belirleyebilen bir sensör dizisi tasarlayabildi. | Open Subtitles | فريقي, باستخدام تقنية تم تطويرها في (سومرفيل) تمكنوا من استنباط بعض اجهزة الاستشعار التي يمكنها كشف الاشارات بدون تدخل جراحي |
NASA tarafından geliştirilen yeni bir yüz tanıma sistemi denemekteyiz. | Open Subtitles | إنّنا نجرّب نظام تمييز الوجوه الجديد هذا الذي طورته وكالة الفضاء الأمريكيّة. |
Keltium. ABD Hükümeti tarafından nükleer patlamaları savuşturmak için geliştirilen patentli bir alaşım. | Open Subtitles | الكالتيوم، إنه خليط معادن خاص طورته الحكومة الأمريكية |