Alerjik olmayan çok sevimli, turuncu benekli bir kedi geliştirmiş. | Open Subtitles | طور عقار خفيف و صغير و مزين بالألوان للإضطرابات التنفسية |
Fakat bir süre önce, retinanın laser görüntülemesini geliştirmiş olan oftalmolog arkadaşım Carmen Puliafito yardımıyla şunu anladım; | TED | ولكن منذ فترة, من خلال مساعدة من زميل لي طبيب العيون، كارمن بوليافيتو الذي طور ماسح ليزر لشبكية العين وجدت التالي |
Yüksek Paleolitik dönemin başında, bir mızrak atma tekniği geliştirmiş olduklarından şüphe ediyoruz. | Open Subtitles | لكننا نشك في أنهم في بدايات العصر الحجري قاموا بتطوير أساليب قاذف الرماح |
ilaç geliştirmiş kişilerle görüştük. | TED | تحدثنا إلى الأشخاص المختصين بتطوير الأدوية. |
Orada çalışan bir profesör uranyum tayini için oldukça etkili bir yöntem geliştirmiş. | Open Subtitles | هناك طوّر طريقة أكثر تقدماً لفحص اليورانيوم |
Fiziksel olarak 20'lerimizde zirvedeyiz, finansal ve kazanç açısından 50'li yaşlar tepe noktası ama duygusal anlamda en olgun zamanımız orta yaş ve sonrası çünkü kendimiz ve diğerleri hakkında bir davranış paterni geliştirmiş oluyoruz. | TED | ربما تكون ذروة مجدنا الجسدي هي فترة العشرينيات، وذروة مجدنا المادي في عمر الخمسين، ولكن ذروة مجدنا العاطفي في منتصف العمر وما بعده، لأننا طورنا نمط التعرف على أنفسنا وعلى الآخرين. |
Duyu ötesi algı özelliği geliştirmiş olabilecek bazı, travma sonrası stres bozukluğu hastaları üzerinde bir takım araştırmalar yapmaktayım. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم ببعض البحث عن بعض ... مرضى اضطراب التوتر التالي للصدمات أنهم ربما يطورون ادراك حسي فائق |
Irak'ta sivil programlar geliştirmiş. Hatta bu programlardan biri, Irak'ta bir sağırlar okulu. | TED | طور برامج مدنية في العراق، أنشأ واحدًا منها في الواقع مدرسة للصم في العراق. |
Tesla, 1898 yılında radyo kontrollü botunu geliştirmiş, patentini almış ve bunun bir savaş teçhizatı olduğunu düşünmüştür. | Open Subtitles | طور تيسلا قاربه الاسلكي عام 1898 وحصل علي براءة اختراعه وظن انه قد يكون اداه تستخدم في الحروب |
Antiviral bir ilaç geliştirmiş. Çığır açmış resmen. | Open Subtitles | لقد طور هذا المضادة للفيروسات كان الرائد |
Söylemeliyim ki, oyununu birazcık geliştirmiş. | Open Subtitles | علي القول لقد طور مستواه قليلاً |
Anlaşılan, Daniel aniden MCP çipinin kopyasını kendi kendine geliştirmiş. | Open Subtitles | يبدو أن (دانييل) قد طور بشكل مفاجئ رقاقة "م.م.إ." مطابقة من اختراعه |
Pardon ama sadece bir kadınla ilişki geliştirmiş olmam ve bu dünyada başka insanlarla ilişki geliştiremiyor olmam hiç arkadaşım olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أعذريني، فقط لأني قمت بتطوير علاقتي مع امرأة واحدة على حساب تطوير علاقة مع أي إنسان آخر على هذا الكوكب |
Aslına bakarsanız, Vergis bir Yüksek Bilişsel İşlemci geliştirmiş. | Open Subtitles | هكذا الدنيا فيرجي قام بتطوير المعالج مقرب |
Mürekkepbalığı oldukça sığ bir suda yaşadığından, parlak gecelerde ayın veya yıldızların ışığı, bu sığ sudan geçerek mürekkepbalığına ulaşabiliyor. Mürekkepbalığı, bir çeşit kepenk geliştirmiş. | TED | في الليالي المضيئه المليئة بنور القمر باستطاعة الضوء اختراق عمق الماء التي يعيش فيها الحبار بما أنها مجرد اقدام من الماء لقد قام الحبار بتطوير محبس ضوء |
İskelet sistemini tanımlamak için bazı denklemler geliştirmiş. | Open Subtitles | طوّر سلسلة من المعادلات الرياضية لوصف نظام الهيكل العظمي |
Fakat bu telekinetik bir yetenek geliştirmiş. - Bunu beynini inceledikten sonra söyleyebiliriz fakat benim bir teorim var. | Open Subtitles | أمّا هذا فقد طوّر قدر التحريك عن بعد، ما الفرق؟ |
Burada dediğine göre miskin hayvanın düşük frekanslı, ses ötesi bir haykırma geliştirmiş. | Open Subtitles | مذكور هنا أن حيوان الكسلان... طوّر موجات تحت صوتية ذات تردد قصير المدى، حقاً؟ |
Böylece hedefi geliştirmiş olduk. | TED | فنحن طورنا الهدف. |
(Alkışlar) Ve önemli olan şey bu modeli geliştirmiş olmamız ki bu model sadece değer biçmede değil, neyin işe yaradığını değerlendirmede de yardımcı oluyor. | TED | (تصفيق) والمغزى من ذلك أننا الآن طورنا هذا النموذج الذي يساعدنا، ليس فقط في التقييم النهائي ولكن أيضا في تقدير مدى نفعه. |
Ve bu tarz uçakları nerede geliştirmiş olabilirler? | Open Subtitles | وأين كانوا يطورون طائرات مثل هذه ؟ |