Buraya gelirken o kadar sinirlendim ki avukata gelmemesini söyledim. | Open Subtitles | وفي طريقي إلى هنا، كنت غاضبا جدا فأخبرت المحامي أن لا يأتي |
Ohaa. O zaman iyisi mi bunların başımıza gelmemesini umuyorum | Open Subtitles | دعونا نأمل أن لا يأتي هذا اليوم إلينا أيها الناس، لأنه سيكون سيئا بحق. |
Ona gelmemesini söyle veda etmesin. | Open Subtitles | قُل له أن لا يأتي ويودعنا. |
Bakıcıya bu haftasonu eve gelmemesini söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيت أن أخبر مربية الأطفال بأن لا تأتي الى المنزل الريفي... هذا الأسبوع |
Bir daha buraya gelmemesini söyledim. | Open Subtitles | و أخبرتها بأن لا تأتي هنا مرة أخرى |
Belki de Matty'e gelmemesini söylemek için çok geç olmamıştır. | Open Subtitles | ربما لم يفت الأوان لأقول لـ(ماتي) أن لا يأتي |
Andy'e bu gece çok yorulduğumu ve gelmemesini söylesem sorun olur mu? | Open Subtitles | هل سكون لا بأس أن أقول لـ(أندي) أن لا يأتي الليلة لأني مرهقة جداً، |
O zaman telefon edip gelmemesini ya da Green'i getirmemesini söylerim. | Open Subtitles | إذا سأخابره لأطلب منه أن لا يأتي . أو لا يحضر (جرين) معه |
Ona okuluma asla gelmemesini söyledim. | Open Subtitles | قلتُ له أن لا يأتي لمدرستي |
Nobendu'ya bir daha gelmemesini söyle. Bu kadar bağlanacak ne var orada? | Open Subtitles | أخبر "نوبيدون" أن لا يأتي مرة أخرى ...حتى لا يتأذى |
Schmidt'in partiye gelmemesini sağladım işte. | Open Subtitles | أقنعت (شميت) أن لا يأتي للحفلة فقط |
Ona gelmemesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرها بأن لا تأتي |