İşte sürpriz de burada. genişlemenin hiç de yavaşlamadığını buldular. | TED | وهنا كانت المفاجأة لقد وجدوا ان التوسع لم يكن يتباطأ |
20. yüzyılda evrenimizin genişlediğini ve güneş sistemimizin bu genişlemenin merkezinde olmadığını öğrendik. | TED | ولقد تعلمنا في القرن ال20 أن الكون يتسع وأن مجموعتنا الشمسية ليست مركز ذلك التوسع. |
Daha sonra, genişlemenin yaklaşık 14 milyar yıl önce evrenin doğduğu Büyük Patlama'yla başladığını öğrendik. | Open Subtitles | و لاحقاً تعلَّمنا أن التوسع بدأَ قبل حوالي 14 مليار مضت. مع الولادة الإنفجارية للكون الإنفجار الكبير. |
Ancak genişlemenin gerçekten bir zaman makinesine değecek ölçüde başlaması, hızın ışık hızının hemen altına erişmesi ile sağlanır. | Open Subtitles | ولكن تمدد الزمن يقترب من أن يصبح آلة زمن عندما تقفز بالسرعة إلى ما يقل قليلا عن سرعة الضوء |
Bu zaman genişlemenin tersine çevrilmesinin bir yan ürünü olabilir. | Open Subtitles | حسناً، ربما يكون نتيجة ثانوية لعكس جهاز تمدد الوقت |
Çoğu bilim adamı bu genişlemenin hâlâ devam ettiğine inanıyor. | Open Subtitles | أغلب العلماء يعتقدون أن هذا التضخم مازال يحدث حتى يومنا هذا |
Ama uzayın uzak bir köşesinde genişlemenin hiç gerçekleşmediği bir bölge olabilir. | Open Subtitles | بعيدا عن كوننا الذي نراه ولكن بعيدا في الفضاء ربما تكون هناك أماكن حيث أن التضخم لا يحدث |
Şimdi 1990'lara gelelim sunumun başında bahsettiğim şu iki astronom ekibi bu akıl yürütmeden ilham alarak genişlemenin yavaşlama oranını ölçmüşlerdi. | TED | والآن لنتقدم سريعاً نحو التسعينات عندما قام هذان الفلكيان اللذان ذكرتهما في البداية بعد الهامهما بهذا المنطق لقياس المعدل الذي به يتم بتاطؤ هذا التوسع |
Çünkü uzaydaki görünmez bir enerjiye ait itici kütleçekim -- şimdilerde ona karanlık enerji diyoruz, ama görebilesiniz diye burada onu beyaz bir pus haline getirdim -- onun bu itici kütleçekimi her bir galaksinin birbirini itmesine sebep olarak, genişlemenin hızlanmasını sağlardı, yavaşlamasını değil. | TED | لأن الجاذبية المنفرة للطاقة غير المرئية في الفضاء الآن ندعوها الطاقة المظلمة ولكنني جعلتها ابيض مدخن هنا حتى تتمكنوا من رؤيتها طاقتها المنفرة ستتسبب في دفع كل مجرة مقابل الاخرى تقود التوسع للتسارع وليس للتباطؤ |
Oradan genişlemenin hızlandığı döneme geçiyoruz ve evren şeffaflaşana kadar genişliyor ve soğuyor. ardından karanlık çağ, sonrasında ilk yıldızlar, ve onlar da galaksilere doğru evriliyor ve sonra daha geniş galaksilere dönüşüyorlar. | TED | وننتقل من من مرحلة التوسع المتسارع، والعالم يتوسع ويبرد حتى يصل الى مرحلة يصبح لونه شفافا ثم يتحول الى اللون الاسود وعندها يشهد الكون ميلاد أول النجوم وتتطور النجوم الى مجرات وتصبح بعدها ذلك مجرات أكثر اتساعا. |
Chris Anderson: Bu konuşmayı sevdim. Sanırım bu salonda bulunan pek çok kişi Peter Singer'in sözünü ettiği ve senin de konuşmanda değindiğin şu genişlemenin aynı zamanda teknoloji tarafından, diğerlerinin daha görülebilir olması ve dünyanın gittikçe küçüldüğü hissi tarafından yönlendirildiğini söyleyecektir. Yani, bunda da bir gerçeklik payı var mı? | TED | كريس آندرسون : أحببت هذا الحديث . أنا أعتقد أن كثير من الناس في هذه الغرفة سيقولون أن ذلك التوسع -- الذي كنتم تتحدثون عنه , أن حديث بيتر سينجر , هو أيضاَ مَدفوع من, فقط بالتكنولوجيا , برؤية أعمق للآخر , ومن مٌنطلق أن العالم أصبح صغيراَ جدا . أقصد , هل هناك أي أثر للحقيقة هنا ؟ |
Andy bu genişlemenin uzay belirli bir boyuta gelince durması gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | (أندي) يعتقد أن التضخم عليه التوقف عندما يصل الفضاء إلى نقطة بالغة الضخامة |