O olmadığını farz et. gerçeği öğrenmeye çalışmış, ama zamanı yetmemiş. | Open Subtitles | تخيلي أنه ليس الفاعل وكان يحاول معرفة الحقيقة |
Pazar gecesi gerçeği öğrenmeye gittim. | Open Subtitles | لذا بليلة يوم الأحد عدتُ من أجل معرفة الحقيقة |
gerçeği öğrenmeye çalışıyorum. - Ne kadar süreceği sana bağlı. | Open Subtitles | أحاول معرفة الحقيقة ليس إلاّ، والزمن الذي يستغرقه ذلك وقف عليكِ |
Başından beri söyleyip duruyorsun ama şimdi, gerçeği öğrenmeye hazırım. | Open Subtitles | أجل، أعرف، أنت كنتَ تقولهذاطوالالوقت.. لكن الآن، أنا مستعدة لمعرفة الحقيقة. |
Burada delilleri incelemeye ve gerçeği öğrenmeye çalışıyoruz bu yüzden şimdi oturun ve sesinizi çıkarmayın. | Open Subtitles | هذا عن التحقيق في الدليل و البحث عن الحقيقه و الان اجلس و اخرس |
- ...gerçeği öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | علي مهلك لا تأخذ الموضوع علي محمل شخصي أنا أحاول إيجاد الحقيقة فقط أتعلم؟ |
Söz konusu olan baban bunu çok iyi anlıyorum. gerçeği öğrenmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | أنا أتفهم ذلك لكن ما نحاول فعله هوَ الوصول للحقيقة |
Yalnızca gerçeği öğrenmeye yardımcı oluyor. Sana söylemem gereken bir şey var, çünkü artık seni de kapsıyor. | Open Subtitles | فقط يساعدني معرفة الحقيقة أريد أن أخبرك بشيء |
Hiç kimse aslında gerçeği öğrenmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | لا أحد يحاول فعلاً معرفة الحقيقة. |
Bence gerçeği öğrenmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | أعتقد أن انه يحتاج الى معرفة الحقيقة. |
Tüm Tegalus'luların, Rand ve Caledonia farketmez, gerçeği öğrenmeye hakkı var. | Open Subtitles | جميع ((التيغاليّين)) أي ((الراند)) و((الكاليدونيّون)).. يستحقون معرفة الحقيقة |
gerçeği öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول معرفة الحقيقة |
Gaius, gerçeği öğrenmeye çok yaklaştım. | Open Subtitles | (جايس) , أنا على مقربة من معرفة الحقيقة |
- gerçeği öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | -أنا أحاول فقط معرفة الحقيقة |
Buraya yalnızca gerçeği öğrenmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لمعرفة الحقيقة. |
"Delilleri inceleyip gerçeği öğrenmeye çalışıyoruz!" | Open Subtitles | هذا عن التحقيق في الدليل و البحث عن الحقيقه |
ve sadece, bana anlaşma önerdiler, o beni anlaşmama konusunda ikna etti ve oğlum hakkında gerçeği öğrenmeye çalışıyor, yani siz başta kim olursa olsun davamda Mike ve Oliver olmazsa kimseye güvenmeyeceğim. | Open Subtitles | وليس هذا فقط، بل عندما تم تقديم تسوية لي, أقنعني بالعدول عنها و إيجاد الحقيقة الكاملة, لذا عليك إخبار أيّا من كان أنني لا أريد شخص أخر |
Biz sadece gerçeği öğrenmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نحاول الوصول للحقيقة |