Gerçek aşka giden yolu bulabilmek için, karşılıklı anlayış ve hoşgörü gereklidir. | Open Subtitles | يستغرق التسامح والتفاهم للعثور على قناة الحب الحقيقي |
Elbette. Ama artık Gerçek aşka inanmak için onlara ihtiyacım yok. | Open Subtitles | هذا واضح, ولكني لم أعد أحتاجهم حتى أؤمن بوجود الحب الحقيقي بعد الآن |
İnsanlar bu yüzden düğünlere gelirler, çünkü Gerçek aşka inanmak isterler. | Open Subtitles | لذلك يحضر الناس إلى حفلات الزفاف لأنهم يريدون الإيمان بالحب الحقيقي ما هو الحب الحقيقي؟ |
Harap olmuştum, buna karşın ... hala Gerçek aşka inanıyorum. | Open Subtitles | كان محطماَ تماماَ لكن بعد كل هذا ما يزال يؤمن بالحب الحقيقي |
Zelda pek çok mutsuzluklar yaşadı, umarım bu kez Gerçek aşka sıra gelmiştir. | Open Subtitles | زيلدا مرت بالكثير. وآمل هذه المرة ان يكون هذا حب حقيقي. |
Bir gün gelecek, geri kalanımızın Gerçek aşka inanmasını siz sağlayacaksınız. | Open Subtitles | فيوما ما ، ستجعلون بقيتنا يؤمنون بالحب الحقيقى |
Benim Baudji der ki Gerçek aşka hayatta bir defa rastlarsın, o zaman önünde hiç bir güç duramaz. | Open Subtitles | ابي قال، الحبّ الحقيقي يَحْدثُ فقط مرة واحدة في العمر وعندما يحدث لا شيء يمكن ان يقف في طريقِه |
Gerçek aşka giden yol asla çiçeklerle döşenmemiştir. | Open Subtitles | يواجه مسار الحب الحقيقي الكثير من العقبات |
Gerçek aşka inanmamı sağladı. | Open Subtitles | ما جعلني أؤمن، آه، الحب الحقيقي. |
İnsanlar bu yüzden düğünlere gelirler, çünkü Gerçek aşka inanmak isterler. | Open Subtitles | بوجود الحب الحقيقي ماهو الحب الحقيقي؟ |
Osuruk ya eğlendirici ve mahcup edici gücünü kaybeder bu da Gerçek aşka işaret eder ya da sıkıcı ve iğrendirici olmaya başlar. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الظراط يصبح مملاً وغير مسلي ولا يثير الإحراج مما يدل على الحب الحقيقي أو شيء آخر ويتحول الأمر إلى إزعاج والقرف |
♪ Onunla Gerçek aşka geldiğinde kızım ♪ | Open Subtitles | * عندما يصل الأمر إلى الحب الحقيقي معه يا فتاة * |
Ama her sapılan yol, aslında Gerçek aşka götürmektedir. | Open Subtitles | rlm; لكن كل مشكلة تقود باتجاه الحب الحقيقي |
Harika..insanlar umarım Gerçek aşka inanır | Open Subtitles | عظيم. أظنُ بأن الناس يرغبون بالإيمان بالحب الحقيقي, أليسو كذلك؟ |
Tüm bunlar az kaldı Gerçek aşka tekrar inanmamı sağlayacaktı. | Open Subtitles | الأمر برمته كاد يجعلني أؤمن بالحب الحقيقي ثانية |
Bu düğünde hiçbir şey giymemek anlamına gelmiyor ama bu gençlerin Gerçek aşka olan bağlıklıklarını göstermek için eve, arabaya, yüzüğe ve düğün ziyafetine ihtiyaç duymadan evlenmeye hazır olduklarını gösteriyor. | TED | وهذا لا يعني أنهم لن يرتدوا في حفل الزفاف ، ولكنه يدل على أن هؤلاء الأزواج الشباب على استعداد أن يتزوجوا من دون منزل، من دون سيارة، دون خاتم الماس ودون مأدبة الزفاف ، لإظهار التزامهم بالحب الحقيقي. |
Ben mutsuz değilim ve Gerçek aşka inanıyorum. | Open Subtitles | أنا لست بائسة أنا اؤؤمن بالحب الحقيقي |
Seks ticaretinde Gerçek aşka yer yok. | Open Subtitles | ليس هناك حب حقيقي في العمل بالجنس. |
Şimdi evlere, Porsche'a hatta ikinci Porsche'a sahip olsam bile ben her zaman böyle bir Gerçek aşka tutunmak istemişimdir. | Open Subtitles | حتى بوجود المنازل وسيارة "بورش"، و"بورش" آخرى، كنت دومًا أؤيد حب حقيقي كهذا. |
Çünkü günün birinde sayenizde hepimiz Gerçek aşka inanacağız" demiştim. | Open Subtitles | لأنه يوماً ما سيجعلونا نؤمن بالحب الحقيقى |
Benim Baudji der ki Gerçek aşka hayatta bir defa rastlarsın, o zaman önünde hiç bir güç duramaz. | Open Subtitles | ابي قال، الحبّ الحقيقي يَحْدثُ فقط مرة واحدة في العمر وعندما يحدث لا شيء يمكن ان يقف في طريقِه |
Gerçek aşka dair bütün hayallerini senaryona dahil ederek başlayabilirsin. | Open Subtitles | حسنا , يمكنك البدء بإبعاد كل هذا الخيال فلا مكان للحب الحقيقي من الخيال |