Klasik ekonomi ile ilgili sorunlardan biri de tamamen gerçeklikle dolu olmasıdır. | TED | و أنا أعتقد ان احدى المشكلات المتعلقة بالاقتصاديات التقليدية هو بالطبع الانشغال بالواقع |
YNH: Evet. Kimlik her zaman sorunludur, çünkü kimlik daima, eninde sonunda gerçeklikle çatışan kurgulara dayalıdır. | TED | يوفال: نعم. الهوية دائماً مسببة للمشاكل لأن الهوية هي تستند دائماً على قصصٍ وهمية والتي عاجلاً أو آجلاً تصطدم بالواقع. |
Yoğun gerçeklikle birleşmiş astronomi ve gizemden oluşan yeni bir uyum. | Open Subtitles | إنها مزيج من التصوف العصري وعلم الفلك مجتمعة مع الواقع الشاق. |
Bu gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını hayal edemediler ve edemiyorlar. | TED | ولم تستطيع ولا بامكانها ان تتصوّرَ كيفية التعامل مع ھذا الواقع. |
Ama grubun görüşleri gerçeklikle çelişmeye başlayınca bu bir sorun hâline gelir. | TED | لكن هذا يصبح مشكلة عندما تصبح معتقدات الجماعة معارضة للواقع. |
Dünya ve herşeyi yaratmaktaki ustalığını konuşturan Tanrı ise, o zaman fiziksel gerçeklikle işe başlanabilir miydi? | Open Subtitles | إذا كان العالم وكل ما فيه قد صُنع من قبل الله عندها ألا يجب عليك ان تبدأ بدراسة متأنية للواقع المادي ؟ |
Tamam, belki hormonlarım yüzündendir, ya da çok uzun zamandır bu odaya hapsolduğumdan gerçeklikle bağlarımı kopardığım içindir ama anneZillanın, Sam'e karşı iyi olması dünyadaki en kötü şey mi? | Open Subtitles | حسنا، ربما هي الهرمونات أو ربما لأنني مسجونة في هذا المكان منذ مدة حتى فقدت معنى الواقعية |
Artırılmış gerçeklikle birlikte, kurumlar yapmayı reddettiğinde, baskı görenlerin anlatılarını vurgulamak için bizler gücü elimizde tutuyoruz. | TED | بالواقع المعزز، نحنُ الشعب لدينا القوة لتسليط الضوء على قصص المظلومين عندما ترفض المؤسسات القيام بذلك. |
Tanrı'm, amma paranoyaksın. gerçeklikle alakan yok. | Open Subtitles | أنت مصاب بجنون الإرتياب ليس لديك أي احساس بالواقع |
Huzursuz hissediyorum gibi, ki bu her zaman böyle gerçeklikle olan ilişkim dağılmış gibi. | Open Subtitles | إنه مثلما أشعر بالقلق و هى طوال الوقت تقريباً علاقتى بالواقع تنمحى على الإطلاق |
Sesim senin rehberin ve ayrıca gerçeklikle olan tek bağın olacak. | Open Subtitles | صوتي سيكون دليلك. وهو أيضاً صلتك بالواقع. |
gerçeklikle karışıyorlar gibi, ikisini ayırt edemiyorum. | Open Subtitles | ،بدا الأمر كما لو أن رؤاي اندمجت بالواقع والآن لا أستطيع التفريق بينهما |
O yaratığın bir kedi olmadığını ikimizde biliyoruz cadı çocuk ve o dostun olmadan bu gerçeklikle bir bağın yok. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنّ هذا ليس بهرٍ أيُّها الفتى الساحر فبدون رفيقكَ لا يوجد هناك شيء يربطكَ بالواقع |
Bunları biliyorsanız, hislerinizin gerçeklikle uyuşmasını başarmanız daha olasıdır. | TED | لكن إذا كنتم تعرفون الأمور، فإن أغلب الظن أن تتطابق أحاسيسكم مع الواقع. |
Hepimiz yaşadığımız yerlerdeki suç oranlarını biliriz, çünkü orada yaşıyoruz ve burayla ilgilli hislerimiz çoğunlukla gerçeklikle eşleşir. | TED | الآن كلنا نعرف نسبة الجرائم في حاراتنا، لأننا نعيش هنا، و لدينا إحساس بها الذي حقا سيطابق الواقع. |
Güvenlik hissinin gerçeklikle daha çok örtüşmesini sağladı. | TED | جعلت احساسهم بالأمن يتماشى أكثر مع الواقع. |
Bilim adamları şu günlerde, gerçeklikle ilgisi olmayan denklemlerin peşinde dolanıp duruyor. | Open Subtitles | العلماء اليوم يجرون التجربه وراء التجربه تجارب لا تمت للواقع بصله |
Birkaç gün sonra gerçeklikle bağı kopacak. | Open Subtitles | بعد عدة أيام ستبدأ بفقدان السيطرة للواقع |
Küçük rasyonel fakültelerimiz mantık normları ve kurumlarıyla entelektüel merak, tartışma özgürlüğü, otorite ve dogmaya şüpheyle yaklaşma ve fikirleri onaylamada kanıt ihtiyacıyla çoğalarak gerçeklikle karşılaştı. | TED | وقدرتنا العقلية الضعيفة تضاعفت بمعايير المنطق المؤسس الفضول الفكري والنقاش الفكري شكوك الشكوى والعقيدة وعبء الأدلة لتتحقق من الأفكار من خلال مواجهتها للواقع. |
Sonunda gerçeklikle olan bağını kaybetti. | Open Subtitles | ثم فقد إرتباطه مع الواقعية, مع مرور الوقت |
gerçeklikle optimistliği yer değiştirebilme yeteneğini kıskanıyorum. | Open Subtitles | أحسد قدرتك على تبديل الواقعية بالتفاؤل |
Eğer riskleri bilmezseniz, neye malolacağını da anlayamazsınız, bu yüzden doğru takası yapamazsınız, ve hisleriniz gerçeklikle eşleşmez. | TED | إذا كنتم لا تفهمون المخاطر، إذن لا تفهمون القيم، فأنتم غالبا ستقومون بمقايضة خاطئة، و احساسكم لا يتطابق مع الحقيقة. |