"gerçeklikle" - Traduction Turc en Arabe

    • بالواقع
        
    • الواقع
        
    • للواقع
        
    • الواقعية
        
    • مع الحقيقة
        
    Klasik ekonomi ile ilgili sorunlardan biri de tamamen gerçeklikle dolu olmasıdır. TED و أنا أعتقد ان احدى المشكلات المتعلقة بالاقتصاديات التقليدية هو بالطبع الانشغال بالواقع
    YNH: Evet. Kimlik her zaman sorunludur, çünkü kimlik daima, eninde sonunda gerçeklikle çatışan kurgulara dayalıdır. TED يوفال: نعم. الهوية دائماً مسببة للمشاكل لأن الهوية هي تستند دائماً على قصصٍ وهمية والتي عاجلاً أو آجلاً تصطدم بالواقع.
    Yoğun gerçeklikle birleşmiş astronomi ve gizemden oluşan yeni bir uyum. Open Subtitles إنها مزيج من التصوف العصري وعلم الفلك مجتمعة مع الواقع الشاق.
    Bu gerçeklikle nasıl başa çıkacaklarını hayal edemediler ve edemiyorlar. TED ولم تستطيع ولا بامكانها ان تتصوّرَ كيفية التعامل مع ھذا الواقع.
    Ama grubun görüşleri gerçeklikle çelişmeye başlayınca bu bir sorun hâline gelir. TED لكن هذا يصبح مشكلة عندما تصبح معتقدات الجماعة معارضة للواقع.
    Dünya ve herşeyi yaratmaktaki ustalığını konuşturan Tanrı ise, o zaman fiziksel gerçeklikle işe başlanabilir miydi? Open Subtitles إذا كان العالم وكل ما فيه قد صُنع من قبل الله عندها ألا يجب عليك ان تبدأ بدراسة متأنية للواقع المادي ؟
    Tamam, belki hormonlarım yüzündendir, ya da çok uzun zamandır bu odaya hapsolduğumdan gerçeklikle bağlarımı kopardığım içindir ama anneZillanın, Sam'e karşı iyi olması dünyadaki en kötü şey mi? Open Subtitles حسنا، ربما هي الهرمونات أو ربما لأنني مسجونة في هذا المكان منذ مدة حتى فقدت معنى الواقعية
    Artırılmış gerçeklikle birlikte, kurumlar yapmayı reddettiğinde, baskı görenlerin anlatılarını vurgulamak için bizler gücü elimizde tutuyoruz. TED بالواقع المعزز، نحنُ الشعب لدينا القوة لتسليط الضوء على قصص المظلومين عندما ترفض المؤسسات القيام بذلك.
    Tanrı'm, amma paranoyaksın. gerçeklikle alakan yok. Open Subtitles أنت مصاب بجنون الإرتياب ليس لديك أي احساس بالواقع
    Huzursuz hissediyorum gibi, ki bu her zaman böyle gerçeklikle olan ilişkim dağılmış gibi. Open Subtitles إنه مثلما أشعر بالقلق و هى طوال الوقت تقريباً علاقتى بالواقع تنمحى على الإطلاق
    Sesim senin rehberin ve ayrıca gerçeklikle olan tek bağın olacak. Open Subtitles صوتي سيكون دليلك. وهو أيضاً صلتك بالواقع.
    gerçeklikle karışıyorlar gibi, ikisini ayırt edemiyorum. Open Subtitles ،بدا الأمر كما لو أن رؤاي اندمجت بالواقع والآن لا أستطيع التفريق بينهما
    O yaratığın bir kedi olmadığını ikimizde biliyoruz cadı çocuk ve o dostun olmadan bu gerçeklikle bir bağın yok. Open Subtitles كلانا يعلم أنّ هذا ليس بهرٍ أيُّها الفتى الساحر فبدون رفيقكَ لا يوجد هناك شيء يربطكَ بالواقع
    Bunları biliyorsanız, hislerinizin gerçeklikle uyuşmasını başarmanız daha olasıdır. TED لكن إذا كنتم تعرفون الأمور، فإن أغلب الظن أن تتطابق أحاسيسكم مع الواقع.
    Hepimiz yaşadığımız yerlerdeki suç oranlarını biliriz, çünkü orada yaşıyoruz ve burayla ilgilli hislerimiz çoğunlukla gerçeklikle eşleşir. TED الآن كلنا نعرف نسبة الجرائم في حاراتنا، لأننا نعيش هنا، و لدينا إحساس بها الذي حقا سيطابق الواقع.
    Güvenlik hissinin gerçeklikle daha çok örtüşmesini sağladı. TED جعلت احساسهم بالأمن يتماشى أكثر مع الواقع.
    Bilim adamları şu günlerde, gerçeklikle ilgisi olmayan denklemlerin peşinde dolanıp duruyor. Open Subtitles العلماء اليوم يجرون التجربه وراء التجربه تجارب لا تمت للواقع بصله
    Birkaç gün sonra gerçeklikle bağı kopacak. Open Subtitles بعد عدة أيام ستبدأ بفقدان السيطرة للواقع
    Küçük rasyonel fakültelerimiz mantık normları ve kurumlarıyla entelektüel merak, tartışma özgürlüğü, otorite ve dogmaya şüpheyle yaklaşma ve fikirleri onaylamada kanıt ihtiyacıyla çoğalarak gerçeklikle karşılaştı. TED وقدرتنا العقلية الضعيفة تضاعفت بمعايير المنطق المؤسس الفضول الفكري والنقاش الفكري شكوك الشكوى والعقيدة وعبء الأدلة لتتحقق من الأفكار من خلال مواجهتها للواقع.
    Sonunda gerçeklikle olan bağını kaybetti. Open Subtitles ثم فقد إرتباطه مع الواقعية, مع مرور الوقت
    gerçeklikle optimistliği yer değiştirebilme yeteneğini kıskanıyorum. Open Subtitles أحسد قدرتك على تبديل الواقعية بالتفاؤل
    Eğer riskleri bilmezseniz, neye malolacağını da anlayamazsınız, bu yüzden doğru takası yapamazsınız, ve hisleriniz gerçeklikle eşleşmez. TED إذا كنتم لا تفهمون المخاطر، إذن لا تفهمون القيم، فأنتم غالبا ستقومون بمقايضة خاطئة، و احساسكم لا يتطابق مع الحقيقة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus