Bir koltuğu hayal etmek gerçekten zor, evinizde nasıl görüneceğini. | TED | انه من الصعب تخيل الاريكة, كيف سوف تبدو في منزلك. |
Tamamen dürüst olmak gerekirse, buraya gelip bunları söylemek benim için gerçekten zor. | TED | ولأكون كليا صريحا معكم، أنه من الصعب علي أن أقف هنا و أقول |
Fiji müziğini dinlemek benim için gerçekten zor. | TED | من الصعب جدا بالنسبة لي أن أستمع لموسيقى من فيجي. |
Ancak bizzat yaptığımız bazı şeyleri yapay zekâya aktarmak gerçekten zor. | TED | لكن هناك أشياء نقوم بها أنا وأنتم بأنفسنا من الصعب أن تُترجم للذكاء الاصطناعي. |
Uzun mesafeli bir ilişki yürütmenin gerçekten zor olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل له أن وجود مسافات طويلة العلاقة من الصعب حقا. |
Tasarımcılar övgüyü hak ediyor, gerçeğe yakın iletişim gerçekten zor. | TED | حسناً، لإيفاء المصممين حقهم، التواصل الواقعي صعب حقاً. |
Eğer doğru bir şekilde yapılandırılırsa gerçekten zor. Ve ikona betimlemelerini yapılandırmanın teknikleri vardır.. | TED | إنه صعب للغاية لو أنه مبني بطريقة صحيحة, وهناك تقنيات لبناء الصور الرمزية |
Açikçasi, terapiye bu sekilde, duygusallik yüklü bir sekilde devam etmek gerçekten zor. | Open Subtitles | وجهة نظري الصريحة, صعبة للغاية لإكمال العلاج بهذه الطريقة من مكان مشحون بالعاطفة |
Sıvı yakıtlara bağımlılığımız, bu salınımları önlemeyi gerçekten zor hale getiriyor. | TED | يجعل اعتمادنا على الوقود السائل هذه الانبعاثات من الصعب جدًا تجنبها. |
Sadece ben miyim, yoksa köpekleri sahiplerinden ayırmak gerçekten zor mu? | Open Subtitles | هل انا السبب ام انه من الصعب التمييز بين الكلب ومالكه؟ |
Bu, yatırımcıları kötü bir şekilde davranmaya yönelten, haciz krizine neden olan önyargıların üstesinden gelmenin gerçekten zor olduğu anlamına gelir. | TED | هذا يعني أن التحيز الذي قاد المستثمرين للإخفاق، الذي أدى إلى أزمة الرهن سيبقى من الصعب جدا التغلب عليه. |
Bakın. Bunun sizin için gerçekten zor olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | انتظروا يجب ان تعرفوا انه من الصعب الصعب جدا علينا |
Gittiğim içim üzgünüm Nick, ama bazı zamanlar tüm olan bitenle yüzleşmesi gerçekten zor oluyor. | Open Subtitles | انا اسفة لأنني غادرت يا نك و لكن احيانا يصبح من الصعب جدا التعامل مع الوضع بأكمله |
Böyle engelli gibi olmak, uh-- gerçekten zor olmalı, | Open Subtitles | يبدو أنه من الصعب أن تكوني مقيدة بهذا الشكل |
İlişkiler büyük problemler yüzünden değil de... sadece mesafe yüzünden bitince tamamıyla unutmak gerçekten zor oluyor. | Open Subtitles | متى تنتهي الأشياء بسبب البعد. وليس بسبب مشكل كبير في العلاقة, من الصعب أن تصبحي منغلقة. |
Amanda, bazen ne istediğini kestirmek gerçekten zor oluyor. | Open Subtitles | أماندا, أحيانا من الصعب أن تعرفي ما تريدين بالضبط |
Tamam Bu alabaster lambalar gerçekten zor bulunan cinstendirler | Open Subtitles | هذه المصابيح الالابستر، من الصعب حقا العثور عليها |
Sen çünkü tüm kuralları ve malzeme, biliyorum, sadece ben lazım olduğunu gerçekten zor düşünürdüm olduğunu. | Open Subtitles | كما تعلم ، بسبب كل هذه القواعد والأشياء الأخرى إنه فقط أنني أود أن أعتقد أن هذا صعب حقاً |
Bu gerçekten zor bir görev; bunu bir teknede yapıyoruz, ve amacımız genç insanların bilime olan heyecanlarını kabartmak. | TED | إنه عمل صعب للغاية. ونحن نفعل هذا على متن سفينة مبحرة، في جزء منه للمساعدة في إثارة الشباب للخوض في مجالات العلوم. |
Bunlar gerçekten heycan verici araştırma alanları, fakat bu gerçekten, gerçekten zor. | TED | وتلك مواضيع بحوثِ مثيرة جداً ، ولكنها صعبة ، صعبةٌ جداً. |
Söylemesi gerçekten zor. | Open Subtitles | -يا إلهي، هذا صعبٌ حقاً . |
Tüm bu zımbırtıların buradayken bir şey bulmak gerçekten zor. | Open Subtitles | انه حقا لمن الصعب العثور على الاشياء ومقتنياتكم في الطريق |
gerçekten zor. Bu yüzden halâ bilgiye ulaşmak için yasal olmayan yollara güvenmek zorunda kalıyoruz, sızıntılar vasıtasıyla. | TED | الأمر صعب جداً ، فيجب علينا أن نواصل اعتمادنا على .. الطرق غير الشرعية في الحصول على المعلومات ، عبر التسريبات. |