Bana istediğin zaman geri dönebiliriz demiştin. Artık geri dönmeye hazırım. | Open Subtitles | طلبت مني أن اقول لك متى اكون جاهزة للعودة وأنا جاهزة |
Ben sadece geri dönmeye hazır olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقـط أنْ أتأكّد من أنّكِ مُستعدة للعودة إلى الجادة. |
Kendini suçluyor. geri dönmeye hazır olmadığını tahmin etmesi gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يلوم نفسه بشدّة وكأنه كان يجب أن يعرف بأنها لم تكن مستعدة للعودة |
Gerçek şu ki, seni ararsam beni geri dönmeye ikna edersin. | Open Subtitles | في الواقع , إذا اتصلت بك الآن سوف تقنعينني بالعودة للمنزل |
O kadar çılgınca para kazandım ki, geri dönmeye utandım. | Open Subtitles | لقد ربحت مبلغاً كبيراً لدرجة أني أخجل أن أعود. |
geri dönmeye başlasanız iyi olur, buraya geldiğinizde konuşuruz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعود الآن سنتحدث عن ذلك عندما تعود |
Sizleri, şirketleri, devletleri ve sivil kuruluşları; yerli halkı dinlemeye ve özümüze geri dönmeye çağırıyorum. | TED | أدعوكم جميعاً، أدعو كل الشركات، أدعو كل الحكومات، كل المجتمعات المدنية، لتستمع إلى السكان الأصليين، للرجوع إلى جذورنا. |
Hutchinson'dan nefret ettiğim başka bir şey yok ama sanki sadece bu küçük ziyaret için geri dönmeye can atıyorum. | Open Subtitles | أكثر هتشنسون أكثر من أي شئ ولكن أتطلع للعودة اليها فقط لزيارة قصيرة |
Bebeğin fazladan ağırlıyla birlikte geri dönmeye yetecek kadar gücünüz yok. | Open Subtitles | بالوزن الزائد للطفلة ليس لديكم طاقة تكفي للعودة |
Eğer öyleyse göreceğimi gördüm ve kasabaya geri dönmeye hazırım. | Open Subtitles | لأنه إذا هذا هو المكان فأعتقد أنني رأيت ما يكفي ومستعدّة للعودة للمدينة |
Gerçek gün ışığı ve biraz temiz hava için geri dönmeye can atıyorum. | Open Subtitles | أتطلّع للعودة إلى بعض من إشراقة الشمس الحقيقية وبعض الهواء النقي. |
geri dönmeye can atmıyorum. | Open Subtitles | حياة تركتها قبل 30 سنة لست مستعجلاً للعودة |
Dahası seni uyarıyorum... geri dönmeye kesinlikle kararlıyım. | Open Subtitles | ولدي المزيد لأخبرك به انني سأتوق للعودة الى هنا |
Eğer sorun olmazsa, yeni bir şeyler deneyeceğim, geri dönmeye hazırım yani. | Open Subtitles | انه جيد ان اجرب شيئا جديد جيداً انا مستعد للعودة |
Sen oyunculuğa geri dönmeye hazır olmadığımı düşünüyordun. | Open Subtitles | أعني, أنت ظننت بأنني غير جاهزة للعودة إلى أمور التمثيل |
Gerçekten dünyadaki her şey ile birlikte fotoğrafçılığa da küsmüştüm. Doğduğum yere geri dönmeye karar verdim. | TED | كنت منزعجاً جدًا من التصوير الفوتوغرافي من كل شيء في هذا العالم وأتخذت قرار بالعودة إلى حيث ولدت. |
Bardan sadece bir ay uzak kalmıştım ama geri dönmeye bir türlü alışamadım. | Open Subtitles | كنت بعيدة عن الحانه لشهر لكن لست أبالي بالعودة إلى الحانه |
Edward babasiyla beraber seni Forks'a geri dönmeye ikna etmek için pesinden gitmis. | Open Subtitles | إدوارد لحقك مع والده وحاولا إقناعك بالعودة لفوريكس |
Dinle. geri dönmeye hazır olana kadar ortada değildim. | Open Subtitles | اسمعي، كنت اخطط بالبطيئ حتى كنت على استعداد أن أعود. |
Yolda öldükten sonra, geri dönmeye karar verdiğinde seçimini yapmıştın. | Open Subtitles | عندما قرّرَت أن تعود من الموت مِن ذلك الطّريق |
Neden böyle lanet bir aileye, geri dönmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت مستعجل هكذا للرجوع لعائلة منحرفة هكذا |
Kızımla birlikte Amerika'ya geri dönmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول العودة الى الوطن لأمريكا مع ابنتي |
ve geri dönmeye açıkçası emin değilim. | Open Subtitles | ولَستُ متأكّدَة بانني مستعدُّة للعَودة لحد الآن. |
Ama bahar yaklaştığında bu, kırılmaya ve kışı güneyde geçiren deniz kuşları geri dönmeye başlar. | Open Subtitles | لكن ، ومع اقتراب الربيع فان الجليد قد بدأ في التكسر وطيور البحر هذه ، التي قضت الشتاء بعيدا في الجنوب تبدأ في العودة |
Üsse yürüyerek geri dönmeye çalışmalıydık. | Open Subtitles | كان يجب أن نعود إلى القاعدة سيرًا على الأقدام |
geri dönmeye kalkarsan, hayatın elinden gider. | Open Subtitles | إذا ماعدت سوف يهدر دمك |