| Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır bu bir saatlik toplantı, ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma ile halledilebilecek şeylerdir konular. | TED | انها 10 ساعات من الإنتاجية , مأخوذة من بقية المنظمة ليكون هذا الاجتماع لمدة ساعة واحدة التي ربما كان ينبغي التعامل معها من قبل شخصين أو ثلاثة بالحديث لبضع دقائق. |
| Ama asıl ilginç şeyi iskeletin geri kalanından edindik. | TED | ولكن المعلومة المثيرة للاهتمام حقًا جاءت من بقية الهيكل العظمي. |
| Ve çok geçmeden, yenilikleri yavaşlatan ve Çin'i dünyanın geri kalanından koparan kurallar benimsediler. | TED | وبسرعة قاموا بإعتماد القوانين التي أبطأت الابتكار وعزلت الصين عن بقية العالم. |
| Kadının çakmağını geri vermeden bu yolculuğun... ..geri kalanından keyif almayacağım. | Open Subtitles | الأَبّ، لَنْ أَتمتّعَ به بقيّة هذه السفرةِ حتى نُرجعْ تلك قداحةِ الإمرأةِ. |
| Gerçi, her yer ürkütücü bir şekilde felç olmuş gibiydi, dünyanın geri kalanından kopmuş, ağır çekimde dağılıyordu. | Open Subtitles | يبدو أن كل ما يوجد في هذا المنزل يتسم بنوع من الغرابة و الإختلاف كأنه مكان لا ينتمي إلى بقية العالم و ينهار ببطئ شديد. |
| Görünüşe göre çekirdek, geminin geri kalanından enerji çekiyor. | Open Subtitles | يبدو أن المركز ، يسحب الطاقة من بقية السفينة |
| Sanki sonsuza dek ayakta kalacak gibidirler ve bir şekilde doğanın geri kalanından soyutlandığımız düşüncesine kapılmamıza neden olurlar. | Open Subtitles | تُشعرهم كما لو أنهم باقونَ إلى الأبد. وَ تمنحنا الإحساس بأننا بطريقة ما منفصلين.. عن بقية الطبيعة. |
| Acil durum devresinden besleniyor, yani üssün geri kalanından ayrılmış durumda. | Open Subtitles | انه على قيد الحياة في حالات الطوارئ الدائره لذا هو معزول عن بقية القاعده |
| Önemli değil. Dünyanın geri kalanından yeterince para kazanıyorum. | Open Subtitles | حسناً هذا , أنا عملت نقود كفاية من بقية العالم |
| Bu onun hayatının aşkı uzak aldı, ve şimdi hayatının geri kalanından sevgi götürmek için tehdit ediyor? | Open Subtitles | لقد أبعد الحب عن حياتها و الآن يهدد بأخذ الحب من بقية حياتها ؟ |
| Dünyanın geri kalanından soyutlanınca burada işler biraz çığrından çıktı. | Open Subtitles | بسبب عزل البلدة عن بقية العالم خرجت الامور قليلا عن السيطرة |
| Bu işe yaramazsa, bu bölümü geminin geri kalanından kapalı tut. | Open Subtitles | اذ لم يفلح الامر, اعزل هذه المقصورة عن بقية السفينة. |
| Büyük Sahra'nın güneyindeki Afrika, gezegenin geri kalanından kopuktur. | Open Subtitles | الجزء الأفريقي الجنوبي من الصحراء الكبرى معزول عن بقية العالم |
| Haven'ın sırlarını neden dünyanın geri kalanından sakladığını biliyorum ama Muhafızlardan neden saklıyorsun? | Open Subtitles | عن بقية العالم ولكن لماذا تخفيها عن الحرس ؟ |
| Yaratılışın geri kalanından ayrı bir yere koymak yerine Chambers bizim de bunun bir parçası olduğumuzu söylüyordu. | Open Subtitles | فبدلاً من فصل الإنسان عن بقية الخلق امتداد له قال تشامبرز إننا |
| Arthur, 2.Bölük'ü kampın geri kalanından ayırdığını söylediler. | Open Subtitles | ارثر لقد اخبروني انك عزلت الجمهرة الثانيه عن بقية المجمع |
| Dahası çavuşun yetenekleri grubun geri kalanından çok daha iyiydi. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك، قدرات الرقيب كانت أفضل من بقية المجموعة حتى |
| Dünyanın geri kalanından soyutlanınca burada işler biraz çığrından çıktı. | Open Subtitles | بالبلدةِ أغلقتْ مِنْ بقيّة العالم، أشياء أصبحتْ بالبندق إلى حدٍّ ما هنا. |
| - Tamam hastanın merkezi sinir sistemini vücudunun geri kalanından ayırmak istiyorsun. | Open Subtitles | حسناً، تريدُ فصلَ الجهاز العصبي المركزي للمريض عن بقيّة جسده |
| Hayır, tatil yılın geri kalanından daha kötü. | Open Subtitles | لا، الإجازة أسوأ من بقيّة العام. |
| Ailenin geri kalanından bahseder misin? | Open Subtitles | لمَ لا تخبرنى بالمزيد عن باقى عائلتك ؟ لقد توفوا جميعاً |
| Tek bir hareket ve ön korteks beynin geri kalanından ayrılıyor. | Open Subtitles | حركة واحدة.. والفص الامامي من المخ سوف يفصل عن باقي الدماغ |