Ölü bir adamın gözlerinin içine bakmak kötü şans getirmez mi? | Open Subtitles | ألا يجلب هذا، الحظ السئ، أن رجلاً ميتاً يحدق إلى عيونك |
Daima kolay değildir, daima mutluluğu getirmez... | Open Subtitles | ان الحب كالحياة ليس سهل دائماً ولا يجلب السعادة دائماً |
"Akrep ve yelkovanı ileri sarmak onu daha çabuk getirmez ki!" | Open Subtitles | لفّ الساعات لن يحرك الزمن ولن يجلب ابنك بسرعة |
Bu kocanızı geri getirmez ama birinin hayatını kurtarmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | لن يعيد هذا زوجكِ، ولكن قد يساعد في انقاذ شخص آخر |
İntikam almak Ölçü Taşı'nı geri getirmez, ayrıca taşı biz almadık. | Open Subtitles | الإنتقام لن يعيد محك الذهب , لأننا لم نأخذها |
Genelde Cindy erkek arkadaşlarını eve yemek için getirmez. | Open Subtitles | سندي لا تجلب حبيبها عادة للعشاء في المنزل |
Özrün o lanet şeyi geri getirmez, değil mi? | Open Subtitles | آسف الأسف لن يُعيد الشيء اللعين مُجدداُ,صحيح؟ |
Şimdi git ve ellerini yıka yoksa Noel Baba Noel'de sana hediye getirmez. | Open Subtitles | الآن أذهب واغسل يديك أو أن بابا نويل لن يجلب لك شيء لعيد الميلاد |
Birlikte ölmek güzel ama, bu Kral'ı eve getirmez. | Open Subtitles | أنك تريدني أن نموت سوية قد تكون هكذا نظرته بشكل أفضل، لكنّه لن يجلب الملك إلى الوطن |
Sebepsiz yere eve kız getirmez o. | Open Subtitles | هو لايواد ان يجلب بنت الى بيت بدون أي سبب. |
Aşk, boşa harcanmış yıllar ve sonu gelmeyen işkenceden başka hiçbir şey getirmez. Sana bir iyilik yapıyorum. | Open Subtitles | الحبّ لا يجلب إلّا سنوات مهدورة مِن العذاب المستمرّ وأنا أسديكِ معروفاً |
Bu kötü şans falan getirmez mi? | Open Subtitles | أليس ذلك يجلب الحظ السيء أو شيء كهذا؟ |
Cinayet ne yaşayana ne de ölene huzur getirmez. | Open Subtitles | القتل لن يجلب أي سلام على الحي او الميت |
O tuzaklar ruhları. O hayata organları geri getirmez. | Open Subtitles | هو يعوض الأرواح هو لا يعيد الأجساد إلى الحياة ؟ |
BokIarı deşmek onu geri getirmez. AnIıyor musun? | Open Subtitles | إثارة هذا الموضوع لن يعيد صديقك, أليس كذلك ؟ |
Bunu bir hiç uğruna yapıyorsunuz! Beni öldürmek kahrolası balınızı geri getirmez! Ama getirecek,biliyorum. | Open Subtitles | سوف تقتلوني من أجل لا شيء قتلي لن يعيد إليك العسل اللعين |
Doğu yakasında yeni gün, her zaman yeni başlangıçlar getirmez. | Open Subtitles | على الجانب الشرقي الأعلى الأيام الجديدة لا تجلب دائماً بدايات جديدة |
Çünkü beyaz kadınlar beladan başka şey getirmez. | Open Subtitles | النساء البيض لا تجلب غير لك غير المشاكل . |
Bayan Owens'ı geri getirmez ama güven bana masum birinin intikamını almak oldukça iyi hissettirir. | Open Subtitles | وهذا قد لا يُعيد "السيدة. أوينز" للمنزل، لكن ثِق بي، إنَّ انتقام المشاعر البريئة أمر لا يخفق أبداً |
Bakın, biliyorum bu onu geri getirmez fakat bu sadece bir jest olsun. | Open Subtitles | انظر, أعرف أن هذا لن يعيده للحياة و لكن اليك هذه بادرة حسنة |
Onu geri getirmez ama en azından iyi bir şey yapıyorum. | Open Subtitles | لن يعيدها ذلك، لكن على الأقل أنا أفعل شيئاً إيجابياً بشأنها |
George Shep'i asla buraya getirmez. | Open Subtitles | جورج لن يحضر شيب إلى هنا أَبَداً |