Altı ay sonra bebeklere havuç suyu ile karıştırılmış kahvaltılık gevrek sunulmuş ve yerlerkenki yüz ifadeleri gözlenmiş. | TED | بعد ستة أشهر، تم إعطاء الرضع خليطا من الحبوب وعصير الجزر، وتمت مراقبة تعابير وجوههم بينما كانوا يتناولونه. |
Mutfak kapandı. Soğuk gevrek yiyin. | Open Subtitles | المطبخ أغلق استمتعوا بأكل الحبوب الباردة |
Etli makarna sosuyla karışık tahıllı gevrek yiyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نعد حبوب الجريش مخلوطة بنكهة اللحم وصلصة المعكرونة |
Bir kutu kahvaltılık gevrek al ve bizimle en kısa kasa sırasında buluş. Malzemeler! | Open Subtitles | اذهب واحضر علبة حبوب وقابلني في خط العشر انشات او اقل .اشياء |
- gevrek. - gevrek. - Yapışkan. | Open Subtitles | مخاطي مخاطي مخاطي ـ مقرمش مقرمش مقرمش |
Çok uslu çocuksun sen. Biraz daha kahvaltılık gevrek ister misin, tatlım? | Open Subtitles | .. أنت ولد مهذب هل تريد المزيد من الحبوب ؟ |
Eğer sen fiyakalı gevrek yiyeceksen, çocuklarında yiyecek. | Open Subtitles | حسناً، لاكن اذا كنت ستأكل من الحبوب الراقية، فاطفالك ينبغى ان يأكلوا ايضاً |
gevrek kutusundaki resmin seni mutlu etmesi gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أن هذه الصورة الموجودة على علبة الحبوب تجعلك تشعر بالسعادة |
- Bir kutu gevrek alalım. Bitti. | Open Subtitles | لقد نفذت من الحبوب أريد أن أستعير بعضاً منها |
Demek istediğim şey şu, basketbol oyna, resmin gevrek kutusunda olsun. | Open Subtitles | أقصد أنك إذا أردت اللعب فستنتهي على صندوق الحبوب |
Tamam, bu gevrek tüm moleküler çıtırlığını kaybetti. | Open Subtitles | حسنا، هذه الحبوب فقدت كل وحدتها الجزيئية |
Sadece bir gevrek reklamı, Peter. Ayrıca madalyayı kazanan o. | Open Subtitles | إنه كان إعلان حبوب واحد يا بيتر بجانب أنه هو من ربح الميدالية |
gevrek kutusunda yiyemeyeceğin kadar az, atamayacağın kadar çok kalınca... | Open Subtitles | ماذا تفعلين بباقي حبوب الطعام عندما تكون قليلة لتؤكل ولكنها كثيرة لترمى؟ |
gevrek tabağına "Nesquick Çikolatalı" koyarken yakalamıştım. | Open Subtitles | لقد مسكتهُ يوماً يضع الرقائق الحامضة على حبوب الفطور |
Orjinal mi, ekstra gevrek mi? | Open Subtitles | كيف تحب الدجاج ريكي اصلي ، او مقرمش ؟ |
Pişirmek için, sadece tereyağ ve tuzla soteleyin ya da gevrek bir aperatif için fırınlayın ve üzerine çikolata gezdirin. | TED | لطبخها، يتم قليها ببساطة بالزبدة والملح أو شواؤها ورشها بالشوكولا لوجبة خفيفة مقرمشة. |
Geri döneceğim ve gevrek bir şey yiyor olacağım. | Open Subtitles | انا قادم الى الوراء، وسوف يكون تناول الطعام مقدد شيء. |
- Gel buraya, seni şişko! - Hayır. Bu sert ve gevrek kabuğun altında yumuşak, helva gibi bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | تعالى هنا أيها الشقى أعرف إنه تحت هذه الرقائق الصلبة |
Güle güle, ballı gevrek. Merhaba, yüce kepekli. | Open Subtitles | مع السلامة يا رقائق العسل مرحبا، نخالة كبيرة |
Bu güzel peynirli omlet, fazladan domuz pastırması, gevrek... | Open Subtitles | على أتم حال جيد إذن طلبك بيض بالجبنة مع الكثير من اللحم المقدد |
Yağsız gevrek gecesi yapmak hoşlarına mı gidiyor? | Open Subtitles | أتعتقد انهم يحبون تناول المقرمشات قليلة الدسم؟ |
Mmm. gevrek, asitli, olgun bitimli turta. | Open Subtitles | تورتة تظهر هشة ، حامضة ، و لها لمسة بالغة |
Kalmadı kahvaltılık gevrek... | Open Subtitles | لن يوجد المزيد من مقرمشات الأرز |
Meyveli gevrek. Telefonun var. | Open Subtitles | يا فروت لوبز لديك مكالمة هاتفية |
Pekala, bir gevrek deniz levreği ve bir de... | Open Subtitles | جميع الحقوق، متموج واحد باس البحر واحد... |
gevrek tabakayı kaldırıyorsun ve köşelerin altından bırakıp destekliyorsun | Open Subtitles | ارفع الطبقة المقرمشة وتجنب الأركان التي تحتها كدُعامة |
"Kahvaltılık gevrek, hiçbir şeyi değiştirme." | Open Subtitles | " شيئاً تغيري لا .. " سيريال " حياتي " |