"Asillik ve soyluluk timsali Geyiklerin sizin için en uygun hediye olduğundan şüphe duymadığını" belirtmemi istedi. | Open Subtitles | ليس لديه شك بأنه هذه الغزلان التي تقف بنُبل هم أفضل هدية في مجتمع النبلاء لقد قال لى أن أبلغك ذلك |
Ama eğer sen ve Geyiklerin çok yorulacaksanız lütfen getirme. | Open Subtitles | لكن, من فضلك لا تحضرها لأنها تجعلك أنت و الغزلان تحترقون |
Tepelerdeki Geyiklerin kızışma dönemlerinde artan kükremelerini dinlemekten uyuyamadım. | Open Subtitles | نمت بشكل سيء و أنا أستمع الى صوت هدير الغزلان و التي هبطت أثناء فصل السبات من المرتفعات |
Aynı arabanın farını gören Geyiklerin gözlerine benziyordu. | Open Subtitles | كلون عيني الغزال حين يقف أمام ضوء سيارتك |
Babam bir keresinde bana Geyiklerin, Tanrının habercileri olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | . . أبي قال لي مرة أن الغزال هو رسول القدر |
Eskimoların yakacak olarak kullandığı ve Geyiklerin ihtiyaç duyduğu yosun bile yalnızca yer yer orada burada yetişir. | Open Subtitles | فهي مقاطعة الموت، لأنه ليس هناك أيّ طعام. حتى الطحالب، التي يعتمد عيها حيوان الرنّة و التي يستخدمها الإسكيمو كوقود. |
Geyiklerin kükremeleri kederli, tehditkâr, bazen de çaresizlermiş gibi geliyordu. | Open Subtitles | هدير الغزلان بدا حزينا مهددا و أحيانا بدا يائسا |
Geyiklerle ilgili tweetler atan bir tanığımız ve Geyiklerin öldürdüğü insanlarla röportaj yapan üçüncü bir tanığımız var ayrıca üst mevkilerden gizli bir kaynak o gün oradan Geyiklerin uçtuğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأحدهم نشر تغريدات يصف الغزلان وشاهد ثالث قام بمقابلة ضحايا الغزلان ومصدر سري ذو منصب رفيع أكّد |
Bir de şoför Geyiklerin taştığını size söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد أخبرني السائق لأقول لكم بأنَ الغزلان قد تم إندفاعُها |
Daha kayda değer şekilde, Geyiklerin davranışlarını radikal olarak değiştirdiler. | TED | لعل الأكثر أهمية بكثير هو... ...تغييرهم سلوك الغزلان على نحو جذري. |
Geyiklerin yola çıkmasına neden oluyorsunuz. | Open Subtitles | حصلت الغزلان في جميع أنحاء الطريق. |
Geyiklerin çok iyi bir görüşü vardır. | Open Subtitles | ميزة الغزلان أن رؤيتها جيدة |
Onları avlayacak biri olmadığı için Yellowstone Parkı'ndaki Geyiklerin sayısı giderek artmış ve artmıştı ve insanların bunu kontrol etme çabaları karşısında, bu bölgedeki bitki örtüsünün çoğunu neredeyse sonuna kadar azaltmayı başarmışlar, yalayıp bitirmişlerdi işte. | TED | كان عدد الغزلان - نظراً لعدم وجود أي حيوان آخر يصطادها -... ... يتكاثر أكثر فأكثر في محمية هيلوستون،... ...وعلى الرغم من الجهود البشرية للسيطرة عليها,... ...تمكنت الغزلان من تقليص حجم المساحة الخضراء هناك... ...إلى لا شيء تقريباً. قامت الغزلان بحصد المساحة الخضراء حصداً. |
Ülkedeki en leziz Geyiklerin Silverhöjd'de olduğu şüphe götürmez. | Open Subtitles | سيلفرهود لديها أشهى لحوم الغزال بدون منازع |
Ve bir at cerrahı olarak biliyorsunuzdur ki Geyiklerin çok daha küçük ve çetrefilli organları... | Open Subtitles | وكجرّاحةٍ للخيول، أنا متأكده من أنكِ على علم.. بأنَّ هذا الغزال أصغرُ حجماً، وأعضاءهُ أكثرُ تعقيداً بكثير. |
Küçük bir kuş bana, Colin'in bu Geyiklerin birini kendisinin kestiğini söyledi. - Tom... | Open Subtitles | طائر صغير أخبرني أن (كولين) شخصياً قام بذبح كل رأس من رؤوس الرنّة... |