Koç, onun gibi bir şeyi daha önce görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | المدرب يقول أنه لم ير شيئاً كهذا من قبل. |
- Benim hatırladığım yok. - Bunun gibi bir şeyi hiç görmedim. | Open Subtitles | ليس حسبما أذكر لم أرى شيئاً كهذا |
Bunun gibi bir şeyi en çok değer verdiğim kişiden nasıl gizlerim? | Open Subtitles | كيف أخفي شيئاً مثل هذا... عن أكثر شخص أهتم به ؟ |
- Bana sadece artık bunun gibi bir şeyi... | Open Subtitles | عديني فقط ألا تحاولي شيئاً مثل... لقد تجاوزت هذا |
Çünkü marul gibi bir şeyi sistemde kaybettiğimizde, sadece biraz önce açıkladığım gibi yaşam döngüsü sonundaki etkiye sahip olmayız, aynı zamanda o marulu büyütmek durumunda oluruz. | TED | لأننا عندما نفقد شيئا مثل الخس من النظام لن يكون لدينا فقط ذلك التأثير الذي بينته في نهاية الحياة و لكننا توجب علينا ان نزرع الخس |
Bunun gibi bir şeyi daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | أنا لم أرى شيء مثله |
Belki biz merhamet gibi bir şeyi hak ediyorsak... | Open Subtitles | ' ... لربّما لا نزال نستحقّ شيئاً كهذا من الرحمة ' |
Bunun gibi bir şeyi farkedeceğinizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أظن انك ستلاحظين شيئاً كهذا |
O zaman Gibbs'in içgüdüsü gibi bir şeyi nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | حسناً, كيف تفسرين إذاً شيئاً مثل حدس (غيبس)؟ |
Bunun gibi bir şeyi görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر شيئاً مثل هذا مسبقاً |
Bir koçtan pick-and-roll hücumu gibi bir şeyi anlatmasını istesem bana bir tanım verecektir ve eğer onu algoritmaya çevirirsem korkunç olacaktır. | TED | اذا سألت مدرب بأن يصف لي شيئا مثل "بيك-اند-رول", لاعطوني وصف، و لو شفرت ذلك كخوارزمية، سيكون فظيعا. |
Görmüş müydün? Onun gibi bir şeyi daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق ورأيت شيء مثله. |