Ona, tam olarak ne olduğunu söyledim ve sorumlu olduğunu biliyormuş gibi, sanki kendi hatasıymış gibi. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بالضبط ماذا يحدث ويبدو أنها تعلم أنها مسؤلة عن ما حصل. كأنه خطأها |
Sanki, beni tanıyormuş gibi, sanki ilişkimiz varmış gibi. | Open Subtitles | لا مغزى منها كأنها عرفت من أكـون كأنه لدينا اتصال مـا |
Ama biz zamana sanki zamansızmış gibi davranırız, sanki hep bu şekildeymiş gibi, sanki yerlilerin topraklarının yağmalandığı, yerlilerin soykırıma uğratıldığı, ve Afrikalıların anavatanlarından alındığı bir politik tarihi yokmuş gibi. | TED | ولكننا نتعامل مع الوقت وكأنه أبدي، وكأنه كان دائمًا على حاله، وكأنه لا يملك ماضيًا سياسيًا مرتبطًا بنهب الأرض من السكّان الأصليين، والإبادة الجماعية لهؤلاء السكان، وخطف الأفارقة من موطنهم الأصلي. |
Ormanda hayvanlarla falan yaşamış gibi sanki. | Open Subtitles | وكأنه عاش مع الحيوانات أو ما شابه فى الغابات |
Bu Huffman denen adamı gördüğümüzde başarılı kişiler gibi görünmeliyiz sanki parasına ihtiyacımız yokmuş gibi, sanki şantajı eğlencesine yapıyormuşuz gibi. | Open Subtitles | مهلا، لذلك عندما نذهب نرى هذا الرجل هوفمان، ونحن يجب تبدو وكأنها نحن ناجحون، وكأننا لا تحتاج حتى ماله، |
Babun gibi sanki. | Open Subtitles | نجاح باهر، انها مثل كنت قرد البابون. |
- Hep duyuyormuşsun gibi sanki. | Open Subtitles | , أنت تعرف أنه مثل أنت يمكنك بالفعل أن تسمعهم |
İyi para kazandıracak bir kare için yapmayacağı şey yok gibi sanki. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه لا يوجد شيء لن يفعله هذا الرجل لإلتقاط صورة ذات مبلغ زهيد. |
Düşman bölgesine beyaz bayrak sallayarak giriyor gibi. Sanki şeye gider gibi... | Open Subtitles | كأنه يرفع العلم الأبيض ماشياً إلى أرض العدو ..كما لو أنه ذاهب إلى هناك كي |
Ama salak departmanından bir eksiği yok gibi sanki. | Open Subtitles | لكن ليس كأنه ينقصه الجزء الخاص بالتصرف كحقير. |
Sadece her günü, sanki kasıtlı olarak o günün tadını çıkarmak için... dönmüşüm gibi, sanki olağanüstü, sıradan hayatımın... en son günüymüş gibi yaşıyorum. | Open Subtitles | أحاول عيش كل يوم كما لو أنني أعود له متعمداً لأستمتع به كأنه يوم أخير |
—...siz nasıl hissediyorsunuz? Sanki hayaletmişim gibi. Sanki beni görmüyor gibi. | Open Subtitles | ــ كأنني شبح، كأنه يرى من خلالي ــ بربك |
Daha dün gibi sanki, senin yerinde ben vardım. | Open Subtitles | كأنه أمس، كنت في مكانك بالضبط. |
Biraz baştan savma geldi, içten değilmişsin gibi sanki. | Open Subtitles | يبدو وكأنه تقرير روتيني لم تكتبه من أعماقك |
Çok pozitif hissediyorum, sanki her şey apaçık gibi sanki her şeyi yapabilirmişim gibi. | Open Subtitles | أشعر بالإيجابية وأني صافية الذهن وكأنه يمكنني القيام بأي شيء |
O ise maske takıyor. Kanun kaçağı gibi sanki. | Open Subtitles | لك الشخص يرتدي قناع وكأنه خارج عن القانون. |
Başın sıkıştırılmış et gibi sanki. | Open Subtitles | رأسي بكمل أحس وكأنه لفّة متقلصة من اللحم. |
Evet, deprem olmuş gibi sanki. Şebekeler hep meşgul. | Open Subtitles | أجل، وكأننا في فترة لاحقة لزلزال، وكل الدوائر عليها تحميل زائد |
Bize sanki şey gibi... Sanki biz şeyiz amına koyayım... | Open Subtitles | إنهم يعاملوننا كالقذارة، وكأننا نكرات |
Babun gibi sanki. | Open Subtitles | نجاح باهر، انها مثل كنت قرد البابون. |
Barking'in aşağıdaki rıhtımda lanet olası foklardan biri gibi sanki. | Open Subtitles | أنه مثل احدى الفقمات اللعينة تنبح أسفل أحواض السفن |
Sanki kaçması gereken oymuş gibi. Sanki berbat olan ben mişim gibi. | Open Subtitles | وكأنّه من تحتّم عليه الفرار، وكأنّي أنا الشنعاء. |
Kafatası gibi sanki. | Open Subtitles | أجل، تلك تبدو جمجمة. |