Ve onlara, öldüklerinde Cennet'e gideceklerini anlatıyorlar. | Open Subtitles | ويقولون لهم أنهم سيذهبون مباشرة الى الجنة اذا ماتوا |
- ...çocukların hangi okula gideceklerini belirlemeliyiz, özel okulları. - Ne? | Open Subtitles | لها تخبرني عن كيف أن لأطفال سيذهبون لمدارس أفضل , لمدارس خاصه |
Hani başta nereye gideceğimizden emin değildik ya o zaman onlar çok havalı diye nereye gideceklerini sordum. | Open Subtitles | حسناً, بما أننا لم نكن متأكدين بشأن أفضل مكان للذهاب, و كانت هي و صاحبتها موفقين بذلك, فقد سألتهم أين سيذهبون, |
Ne zaman gideceklerini öğrenip onları durdurmalıyım. | Open Subtitles | يجب ان اتقصى الامر متى سيرحلون و استوقفهم |
Kostümlü partiye gideceklerini söylemeyi isterim ama anlaşılan pijamaları. | Open Subtitles | كنت أود أن أخبرك أنهما ذاهبان لحفل تنكري، لكن يبدو أنها ألبسة نومهما |
Ron, Stu, annenlere bir bakımevine gideceklerini söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | (رون) ، (ستو) ، أحتاج لمساعدتكم أريدكما أن تخبرا أبويكما أنهما سيذهبان إلى بيت مسنين |
Peter Pan'in yol arkadaşları gibi buradan uçup gideceklerini sanıyorlardı. | Open Subtitles | بما فيهم الإطارات ثم يطيروا بالحوامة بعيداّّمنهنامثل "بيتر بان" |
Çocuklara cehenneme gideceklerini söylemek kuşkusuz her koşulda kötüdür. | Open Subtitles | اخبار الاطفال بأنهم سيذهبون للنار تحت أي معيار شر أعني أن هذا مجرد شر |
Ve akıntının onları nasıI hareket ettirdiğini hissedebiliriz ve nereye gideceklerini görebiliriz. | Open Subtitles | يمكنكِ الشعور بطريقة تحريك التيار لهم و يمكننا أن نرى إلى أين سيذهبون |
Yakın zamanda yatmaya gideceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم سيذهبون للنوم قريباً |
Yakın zamanda yatmaya gideceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم سيذهبون للنوم قريباً |
Bir yere gideceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن إنّهم سيذهبون إلى أية مكان. |
Cenazeye bizimle birlikte gideceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا سيذهبون معنا الى دار الجنائز ايضا |
Onlar da bu gece King Cole Salonu'na gideceklerini söylediler. | Open Subtitles | هذا الصباح، وقد قالوا انهم سيذهبون لصالة "الملك كول" الليلة... وأن جميع أصدقائهم سيتواجدون هناك |
Yarın onların gideceklerini duyduk. | Open Subtitles | سمعتماهم يقولون إنهم سيرحلون غداً |
Ama yarın gideceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولأكون امينا لا اعتقد انهم سيرحلون غدا |
Tom bugün öğleden sonra Robbie'yle havuza gideceklerini söyledi, | Open Subtitles | تعلمين, توم أخبرني بأنه هو و روبي ذاهبان للمسبح هذا المساء |
Steve geçen gün Brown ile birlikte onu görmeye gideceklerini söylemişti. | Open Subtitles | (قال (ستيف) إنه و (براون كانا ذاهبان لرؤيتها ذلك اليوم |
Peter Pan'ın arkadaşları gibi buradan uçup gideceklerini sanıyorlardı. | Open Subtitles | بما فيهم الإطارات ثم يطيروا بالحوامة بعيداّّمنهنامثل "بيتر بان" |
Sodom'a gideceklerini söylüyorlardı, Sodom'a gidiyoruz. | Open Subtitles | وقال انهم كانوا في طريقهم الى سدوم. نحن ذاهبون الى سدوم. |
Ve akıntının onları nasıI hareket ettirdiğini hissedebiliriz ve nereye gideceklerini görebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نرى كيف أن الحالي ونقلها، ويمكننا أن نرى حيث أنها سوف تذهب. |
İnsanların bizi bırakıp gideceklerini biliyoruz ama... asla bununla yüzleşmiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن الناس سوف يرحلون عن عالمنا لكننا لا نستطيع أبداً مواجهة هذه الحقيقة |