"gitmekle" - Traduction Turc en Arabe

    • بالذهاب
        
    • بذهابها
        
    Devamlı beni arıyor. Patrona gitmekle tehdit ediyor. Open Subtitles هي تستمر بالإتصال بي، تهدد بالذهاب إلى المدير
    Tanrı'nın yüzünü görmüş ama o muhteşem yere gitmekle tatmin olmamış biri. Open Subtitles رأى وجه الله لكنه لم يرضى بالذهاب إلى هذا المكان العظيم ، أوه ، لا
    Peter O' Leary, Michigan State'ye hala gitmekle ilgileniyor mu? Open Subtitles بيتر الاري, اما زلت مهتماً بالذهاب لجامعة الولاية ؟
    Karmaşık bir gündü, ama Veronica'yla o kadar fazla kap sattık ki sadece Disneyland'a gitmekle kalmayacaksın bunun yanında Mickey kulaklarını başında taşıyor olacak. Open Subtitles يوم سيئ ولكن فيرونيكا وأنا قمنا ببيع الكثيراً من ورق التغليف لن يسمح لك بالذهاب الى ديزني لاند فقط
    Okula gitmekle doğru olanı yapmış. Open Subtitles لكن , أنا أقول أنّها عملت الشيء الصحيح بذهابها للمدرسة
    Ben mi yanılıyorum yoksa bu güneye gitmekle ilgili olan kelime ile aynı mıydı? Open Subtitles هل أنا مُخطئ أم كانت هذه نفس العبارة بالذهاب إلى الجنوب؟
    - Şimdi de, vazgeçmezsek Milli İstihbarat müdürüne gitmekle tehdit ediyor. Open Subtitles بالذهاب لمدير الاستخبارات الوطنيه اذا لم نتراجع
    Hakkını artırmazsak yüksek mercilere gitmekle tehdit etti. Open Subtitles هدد بالذهاب إلى المسئولين الكبار عن الشركة إذا لم نمنحه نسبة أكبر
    İstediğimizi yapmazsa polise gitmekle tehdit ederiz. Open Subtitles سنهدده بالذهاب للشرطة إذ لم يفعل ما نريده.
    Bir öğrenci saldırıya uğradığında polise gitmekle yükümlüyüm. Open Subtitles عندما يتعرض طالب للاعتداء فأنا مطالب بالذهاب إلى الشرطة
    Anlıyorsunuz ki; bilgi üzerinde bu şekilde gidip gelerek, daha dar, daha genişe, daha öne, daha geriye gitmekle, bir şey aramıyorsunuz, gezinmiyorsunuz. TED وتحصل على فكرة أنه عندما تنتقل بين المعلومات بهذه الطريقة ، بالذهاب في نطاق أضيق، أوسع، في الولوج الى والولوج من ، فأنت لست بصدد البحث ، أنت بصدد التصفح.
    Geri gitmekle mil geri sarmıyor. Open Subtitles الأميال لا تقل الأميال لا تقل بالذهاب للخلف .
    Limehouse! Ne zaman başı belaya girse, Limehouse'a gitmekle tehdit ederdi! Open Subtitles كلما تقع في مشكلة تهدد بالذهاب إليه
    Aslında bir yere gitmekle ilgisi yok. Open Subtitles إنه لا يتعلق بالذهاب لأيّ مكان حقاً.
    Aklını üniversiteye gitmekle bozmuştu. Open Subtitles كانت مهووسة بالذهاب إلى الكلية
    - Evet ve bütün olanların peşini bırakmazsam, beni İçişlerine gitmekle tehdit etti. Open Subtitles -نعم وقام.. بتهديدي بالذهاب للشؤون الداخلية
    Evet ama spor salonundaki arkadaşı Frank'i görmeye gitmekle meşgul. Open Subtitles أجل, لكنه مشغول بالذهاب إلى الجمنازيوم لرؤية صديقه (فرانك)
    Seni polise gitmekle mi tehdit etti? Open Subtitles هل هدد بالذهاب إلى الشرطة؟
    Eğer polise gitmekle tehdit ettiyse bunu yapmazdı. Open Subtitles -ليس إذا هددت بالذهاب إلى الشرطة
    - Kraliçe gitmekle doğrusunu yaptı. Open Subtitles -الملكة محقة بذهابها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus