"gitmenize" - Traduction Turc en Arabe

    • تذهبون
        
    • ترحلون
        
    • ترحلان
        
    • ترحلين
        
    • بالرحيل
        
    • تذهبان
        
    • بالمغادرة
        
    • أنت تصل الى
        
    • للذهاب إلى
        
    • بالذهاب الى
        
    Yemin ediyorum Sizin gitmenize izin vereceğime ölürüm. Open Subtitles أنتم تعلمون بذلك,أقسم لكم أتمنى الموت قبل أن أدعكم تذهبون
    Sabah gitmenize izin vereceğim. Sana söz veriyorum Jacob. Open Subtitles و فى الصباح سأترككم تذهبون أعطيك كلمتى يا جاكوب
    Biz sizin bilmediğiniz bir yere taşınıncaya kadar, gitmenize izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نترككم ترحلون قبل أن نرحل لمكان آخر لا تعرفونه
    Otoyolda gitmenize izin verdim. Open Subtitles على الطريق السريع تركتكما ترحلان كان في وسعي قتلكما كليكما
    Ve bu elimde son kalan parça, yani almadan gitmenize izin vermiyorum. Open Subtitles و هذه الأخيرة لدينا لذا لن أدعك ترحلين من دونها
    gitmenize izin verirsem de ölmüş sayılırım. Open Subtitles إذا سمحت لك بالرحيل فأنا ميت على أية حال
    Farınız için sadece bir uyarı verip gitmenize müsade edeceğim. Onu tamir ettirin. Open Subtitles سوف أدعكم تذهبون و ذلك بتحذير بإصلاح المصباح الخلفى.يجب أن تصلحه فورا.
    Pekâlâ, bu seferlik dayak yemeden gitmenize izin veriyorum. Open Subtitles لا بأس ، يا رجال حسناً ، يارفاق سندعكم تذهبون ومؤخراتكم غير مركولة.
    Mahkeme teminatlarınızı yargılayana kadar gitmenize izin veremem. Open Subtitles لا يمكنني أن اترككم تذهبون . الى حين قواعد قاضي على تفويضاتِكم
    Çünkü tek yapmak istediğim, teslim olmanız, daha sonra sakince gitmenize izin vereceğim. Open Subtitles لأن كل ما أريد أن أقوم به حقا هو قبول استسلامكم الكلي، ثم سأدعكم تذهبون بسلام
    Dışarıda kurtlar ve ayılar var. Öylece gitmenize izin veremeyiz. Open Subtitles هناك الذئاب والدببة, لا يمكننا ترككم تذهبون.
    Babanızla tartışmadan ve babanız olmadan bilinmeze gitmenize izin vermeyeceğim. Open Subtitles لايمُكنني أن أترككم تذهبون إلى المجهول بدون أن أناقُش الأمر مع والدكم،أولاً
    gitmenize izin vermeden önce, komutanınız buraya gelecek ve ordusunun önünde, başını bacaklarının arasına alıp, kendi poposunu öpecek. Open Subtitles قبل أن نترككم ترحلون... ...قائدكم يجب أن يعبر هذه الساحه عارضاً نفسه أمام الجيش... ...واضعاً رأسه بين قدميه...
    Paramı alıp gitmenize müsaade edeceğimi mi sandınız? Open Subtitles هل تعتقد أنى سأترككم ترحلون بمالى؟
    gitmenize izin verecek değilim! Open Subtitles أنا لن أدعكم ترحلون وحسب .بهذه الطريقة
    Nerede olduğunu söylerseniz gitmenize izin veririm. Open Subtitles أخبراني بمكانها، وسأتركما ترحلان
    Bana yerini söyleyin gitmenize izin vereyim. Open Subtitles أخبراني بمكانها، وسأتركما ترحلان
    Parayla gitmenize izin veremem. Open Subtitles سيّدتي، لا يمكنني أن أدعكِ ترحلين ومعك المال
    gitmenize izin verirsem, bizi rahat bırakacağınızı garanti ediyor musun? Open Subtitles إذا سمحت لك بالرحيل أيمكنك أن تضمن لي أنك ستدعنا نعيش بسلام ؟
    İstediğimiz tek şey virüs. Dışarı gönderin, gitmenize izin verelim. Open Subtitles كل ما نريده هو الفايروس إرمياه للخارج و سندعكما تذهبان
    - Üzgünüm ama koca bir sepet 25 sentlik elektronikle gitmenize... Open Subtitles أنا آسفة, لا استطيع ان اسمح لك بالمغادرة مع عربة مليئة بأجهزة إلكترونية بقيمة 25 سنت
    Mümkün olduğunca hızlı şekilde o kavşağa gitmenize ihtiyacımız var. Open Subtitles نريدك أنت تصل الى التقاطع بأسرع ما يمكنك.
    Yani birine ulaşmak için son aramalar listesine gitmenize gerek yok, sadece arama tuşuna basın. TED لذا لا تحتاج للذهاب إلى قائمة المكالمات الأخيرة، حتى إذا كنت تسعى للوصول لشخص ما، فقط أضغط على زر الاتصال مرة أخرى.
    Askerlerimin yaptığı hataların telafisi olarak Kralın Şehri'ne gitmenize izin vereceğim. Open Subtitles سأسمح لك بالذهاب الى ارض الملوك كتعويض عن اخطاء جنودي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus