Bundan sonra ben de Gittiğim her yerde çeşmelerin tabelalarını değiştirirdim. | TED | واعتدت بعد ذلك الذهاب سرًا وتبديل علامتي المياه في كل مكان أذهب إليه. |
- Gittiğim her yerde olacaksın | Open Subtitles | في كل مكان أذهب إليه، ستكونين أمامي العالم كله |
Gittiğim her yerde bana eşlik etti, O kıza bakmaktan hiç bir zaman yorulmuyorum. | TED | مازال معلق في منزلي فكان مرافقي في كل مكان ذهبت إليه لم أمل يوماً من تأملها |
Paranoyak değilim ama Gittiğim her yerde, her türlü tavsiyeyi duyuyorum: Buraya gel, hareket et, dikkat et. | TED | لست كثير الشك، ولكن في كل مكان اذهب إليه أتلقى كل أنواع المشورة: اذهب هنا، تحرك إلى هناك، وانتبه لهذا. |
Gittiğim her yerde herkese acı çektirdiğimi. | Open Subtitles | ولست أساعدهم، وأنني أسبب الألم و المشاكل أينما ذهبت |
Aşırı sahiplenici ve kontrolcü. Gittiğim her yerde beni takip edecek kadar bana kafayı takmış. | Open Subtitles | إنّه تملّكيّ ومهيمن ومهووس بي إلى حدّ لحاقه بي إلى كلّ مكان |
Gittiğim her yerde sizler gibi köle olarak yaşayan insanlar gördüm. | Open Subtitles | وحيثما ذهبت كنت أرى أناساً مثلكم، يعيشون كالعبيد |
Gittiğim her yerde aynı yeşil arabayı gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ نفس سيارة الخضرِاء في كل مكان ذهبته |
Gittiğim her yerde kadınlar ve çocuklarla konuştum. | TED | وكنت حتى أخاطب النساء والأطفال حيثما ذهبت |
Ama Gittiğim her yerde yalnız kalacaksam, bunu yapamam. | Open Subtitles | و لكني لن أستطيع إذا كنت وحيداً في كل مكان أذهب إليه |
Sen imgelem görürsün, ben sayıları görürüm. Gittiğim her yerde, her zaman. | Open Subtitles | ترى رؤية ، وأنا أرى أرقام في كل مكان أذهب إليه ، في كل وقت |
Gittiğim her yerde bana kötü davrandılar. | Open Subtitles | أعامل بطريقه مختلفه في كل مكان أذهب إليه |
Gittiğim her yerde, halkımızın temsilcisi olarak karşılanıyorum. | Open Subtitles | كل مكان أذهب إليه, كنت مُرحبا ً بىّ كنائب عن جماعتي |
Gittiğim her yerde beni takip etmiyor olsaydın daha iyi zaman geçiriyor olurdum. | Open Subtitles | سأقضي وقتا أفضل لو كففت عن ملاحقتي في كل مكان ذهبت اليه |
Senin hatalı olduğunu göstermeye karar vermiştim, ama ama Gittiğim her yerde... senin haklı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | ولكن .. في كل مكان ذهبت اليه بَدوتُ لبَرْهَنَة أنك على حقّ |
Bunu Gittiğim her yerde paylaşmaya çalışıyorum. | TED | وانا احب ان اشارك هذه الفكرة في كل مكان اذهب اليه ... |
Gittiğim her yerde insanlar beni sever. | Open Subtitles | في كل مكان اذهب اليه يحبني الناس |
Anlyıroum, bebeğim. Gittiğim her yerde insanlar bana kötü kötü bakıyorlar. | Open Subtitles | أفهمك عزيزي، أينما ذهبت يرمقونني بنظرات احتقار أيضاً |
* Gittiğim her yerde, düdüğüm hazır çalmaya * | Open Subtitles | * الأمر وكأني أينما ذهبت حنجرتي على وشك الإنفجار * |
Aşırı sahiplenici ve kontrolcü. Gittiğim her yerde beni takip edecek kadar bana kafayı takmış. | Open Subtitles | إنّه تملّكيّ ومهيمن ومهووس بي إلى حدّ لحاقه بي إلى كلّ مكان |
Gittiğim her yerde, karşılaştığım insanlara hikayemi anlattım. | Open Subtitles | وحيثما ذهبت كنت أجد أناساً وكنت أقص عليهم قصتي |
Gittiğim her yerde, sanki oraya daha önce gitmişim gibi. | Open Subtitles | في كل مكان ذهبته |
Gittiğim her yerde gökyüzünde binlerce yıldız olurdu. | Open Subtitles | كان هناك العديد من النجوم في الليل حيثما ذهبت. |