"gittiler ve" - Traduction Turc en Arabe

    • ذهبوا
        
    Sürü ayrıldığında, onlar kendi yollarına gittiler ve bizim işimize karışmamayı tercih ederler. Open Subtitles عندما تفرقت الجماعة , ذهبوا في طريقهم وسيفضلون أن لا يتدخلون في أمورنا
    Böylece depolarına gittiler ve fazla olan bütün mobilyalarını topladılar, bana kap kaçak, battaniye ve diğer her şeyi getirdiler. TED لذا ذهبوا إلى خزانتهم وجمعوا كل الأثاث الزائد لديهم وأعطونى قدور ومقلات وبطاطين كل شئ
    Dreyfus'un dairesine gittiler ve casusluk işaretleri için aramalar yaptılar. TED لقد ذهبوا وفتشوا شقة درايفوس، بحثًا عن أي دلائل تُشير إلى التجسس
    gittiler ve şimdi 18 ve 19 yaşında olan bu çocuklara baktılar. TED ذهبوا ليبحثوا عن أولئك الأطفال وهم الآن 18 و 19
    Bu yorumları temizlemeye çalışmak yerine gittiler ve blog yazarlarına ulaştılar. TED بدلاً عن محاولة حجب تلك التعليقات، عوضاً لقد ذهبوا ووصلوا للهؤلاء المدونين.
    Balkanlara gittiler ve öncelikle Hristiyan çocukları topladılar. Open Subtitles لذلك فقد ذهبوا إلى أماكنهم وقاموا مبدأيا بتجنيد الأطفال من المسيحيون
    En sonunda, gittiler ve bir daha geri dönmediler. Open Subtitles في نهاية المطاف ، ذهبوا بعيدا و لم يعودوا أبدا
    Ba Sing Se'nin büyük duvarlarına gittiler ve onları yıktılar. Open Subtitles لقد ذهبوا إلى أسوار با سنج ساي العظيمة و طرحوها أرضاً
    Gökkuşağının sonuna kadar gittiler ve altın küpleriyle döndüler. Open Subtitles الذين ذهبوا لقدم قوس قزح ورجعوا بقدور الذهب
    Ve yataklarına gittiler ve ben de tuvalete gidiyorum. Open Subtitles يبدو أنهم ذهبوا لأسرتهم، وأنا سأذهب للحمام
    Palermo'da bir gösteriye gittiler ve saat 06:00'da döndüler. Open Subtitles ذهبوا و قاموا بعمل حفل فى باليرمو ثم عادوا فى الساعة 6 هذا الصباح
    Sabahın erken saatlerinde dedektifler Shreveport, Louisiana'ya Pearce'ın kaldığı otel odasına gittiler ve tüm eşyalarının hala orada olduğunu gördüler. Open Subtitles المُحقّقون ذهبوا لغُرفة الفندق فى شريفبورت، لويزيانا حيث يُقيم بيرس و وجدوا كُلّ أغراضه بالداخل
    Bununla da kalmayıp adaylara gittiler ve "seçildiğinizde genç kızlarımız için ne yapacaksınız?" diye sordular. TED لكنهم لم يكتفوا بذلك، ذهبوا إلى أولئك المترشحين ليسألوهم، "ما الذي ستقدمونه للفتيات في هذا المجتمع حين تفوزون؟"
    ... Hiç parası yoktu, kliniğe gittiler ve parayı onlara verdim." TED و لم يمتلكوا المال ، ذهبوا لمصحة و أعطيتها هذا المال "
    P-Ü-Ç-B-T-Ç Bu kümeyi bitirince, başka birine gittiler ve başkasına, PÜÇBTÇ sırasıyla parantezler içinde çalışıyorlardı. TED أ-أ-ض-ق-ج-ط عند الانتهاء من تلك المجموعة، ذهبوا إلى أخرى، وأخرى، دائماً يعملون داخل الأقواس في ترتيب "أ-أ-ض-ق-ج-ط".
    Mutlu ve başarılı insanlar devlet okullarına gittiler, kimsenin duymadığı küçük bir üniversiteye gittiler, yüksek okula gittiler, burada bir üniversiteye gittiler ve okulu bırakmak zorunda kaldılar. TED فالأشخاص السعداء والناجحين ذهبوا لمدارس حكومية، وكليات صغيرة غير معروفة، ذهبوا إلى كليات المجتمع، ذهبوا إلى جامعة ما وفشلوا بها.
    Altı ay sonra, Loch Ness Canavarı'nı aramak için gittiler ve yolculukları çok boktan şeylerle doluydu. Open Subtitles بعد ستة أشهر، ذهبوا في رحلة استكشافية "للبحث عن وحش الـ "لوش نيس و رحلتهم كانت مليئة بالمغامرات الجنونية
    Birleşik Devletlerin başkanı William B. McKinley saldırıyı kırmak için özel detektiflerin kullanılmasına yetki verdi ve onlarda oraya gittiler ve hepsini vurdular! Open Subtitles لذا رئيس ولايات المتحدة الامريكية وليم بي.مك كينلي سمح بأستخدام المحققين الخاصين للقضاء على الهجوم ذهبوا هناك واطلقوا النار عليهم
    Sonra evine gittiler ve orada bıçağı ve kan lekeli bluzunu buldular. Open Subtitles و من بعدها ذهبوا الى منزلك حيثما عثروا على القميص الملطخ بالدم والسكينة و من بعدها ذهبوا الى منزلك حيثما عثروا على القميص الملطخ بالدم والسكينة
    Bir kaç adam bakmaya gittiler ve fark edildiler. Open Subtitles رجالنا ذهبوا لإلقاء نظرة و كشفوهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus