Ama bu derine dalışı, erkek giyim mağazasında yapabilir miyiz? | Open Subtitles | لكن أيمكننا القيام بهذا الغوص العميق في متجر ملابس رجالي؟ |
Biz, adil gıda ticareti ve adil giyim ticareti talep ediyoruz. | TED | نحن نُطالب بتجارة غذاء عادلة وتجارة ملابس عادلة. |
Neden sahillerdeki Müslüman kadınlar için bir giyim markası oluşturmuyorsun? | TED | لم لا تبدأين موضة ملابس للمسلمات على الشواطئ. |
Biz gittikten sonra bahse girerim burayı giyim mağazası yaparlar. | Open Subtitles | أراهن انهم سيحولون المكان الى متجر للملابس بعد ان نغادره |
Tabii ki ama katı giyim kuralları bir etkinliğin edebini korumak için gereklidir. | Open Subtitles | بالطبع لكنه تطبيق صارم، معايير اللباس أمر ضروري للحفاظ على اللياقة المطلوبة للحدث |
Altı ay önce bu adam büyük bir spor giyim markasının başkan yardımcısı oldu ve şimdi teftiş ediliyor. | Open Subtitles | لذا ، بعد ذلك الوقت بستة أشهر ، أصبح ذلك الرجل نائب الرئيس لشركة الملابس الرياضية والآن يتم مُراجعته |
Kredi kartları, genelde market alışverişi nadiren giyim alışverişi ve tek kişilik sinema biletleri için kullanılmış. | Open Subtitles | بطاقة الإئتمان استخدمت غالباً في دكاكين البقالة و في شراء ثياب مقطعة ، وشراء تذكرة سينما واحدة |
Bu düşük maliyetli giyim sağlanması bakımından çok iyi bir şey. | TED | الذي كان شيئاً جيداً للغاية، تقديم ملابس منخفضة القيمة. |
Bir tanıdığım, beni bir hazır giyim mağazasının sahibiyle tanıştıracak. | Open Subtitles | رجل التقيته عرفني على رئيسة متجر ملابس جاهزة |
Chelsea şeker dükkanlarını lüks giyim mağazalarına dönüştürmüştü. | Open Subtitles | بتحويل محلات الخياطه بمنطقة تشيلسي إلى محلات ملابس فاخره لمحبي الموضه |
Bence Grove, okul üniformalarını atmalı ve bütün sene serbest giyim olmalı! | Open Subtitles | أعتقد أن جروف عليها أن تتخلص من الزي المدرسي ونرتدي ملابس عادية طوال اليوم |
Bence Grove, okul üniformalarını atmalı ve bütün sene serbest giyim olmalı! | Open Subtitles | أعتقد أن جروف عليها أن تتخلص من الزي المدرسي ونرتدي ملابس عادية طوال اليوم |
Erkek spor giyim bölümünün başındayım. | Open Subtitles | أنا المسؤولة عن قسم ملابس الرجال الرياضية |
Bence bunu ön plana çıkaracak bir giyim tarzım olmalı. | Open Subtitles | واعتقد أنه يجب أن ارتدي ملابس بطريقة تظهر هذا |
Bad giyim, kötü saç, ve son derece şüpheli kişisel hijyen. | Open Subtitles | ملابس سيئة ، شعر سيء ومشكوك للغاية بالنظافة الشخصية |
Modaya ilgisi vardı ve Lower Manhattan'da bir dikim fabrikasında çalıştı, ta ki kendi giyim mağazasını açmaya yetecek parayı biriktirene kadar. | TED | كانت شغوفة بالموضة وعملت في معمل خياطة في جنوب منهاتن، إلى أن ادخرت ما يكفي من المال لفتح متجرها الخاص للملابس النسائية. |
Tony bir ikinci el giyim mağazasıyla anlaştı ve gelip her şeyi götürdüler. | Open Subtitles | انتهى المطاف بطوني بالاتصال بمحل للملابس المستعملة وأتوا لأخذ كل شيء |
Atlantic giyim'le olanları duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت ماذا حدث للملابس الاطلنطية لا اصدق انك فعلت ذلك |
giyim rengi mavi olacak, sen geliyorsun öyle değil mi? Ben başka bir sınıftaydım. | Open Subtitles | اللباس موحد للون الأزرق ستأتي ، أليس كذلك؟ |
Dolayısıyla, civardaki ikinci el giyim dükkanına gittim; başkalarının döküntüleriyken benim hazinem olacak giysilerin harikalar diyarına. | TED | ولذلك توجّهت إلى متجر الملابس المستعملة، حيث تختبئ الكنوز بين مخلّفات الآخرين منتظرةً من ينقّب عنها. |
Kredi kartları, genelde market alışverişi nadiren giyim alışverişi ve tek kişilik sinema biletleri için kullanılmış. | Open Subtitles | بطاقة الإئتمان استخدمت غالباً في دكاكين البقالة و في شراء ثياب مقطعة ، وشراء تذكرة سينما واحدة |
Bir giyim tercihinden ziyade, bir objeye benziyordu. | Open Subtitles | صدرية من الحديد بدت أقرب الى التحف منها الى اللبس العصري |
giyim tarzına bir bak. | Open Subtitles | أنظري إلى لباسك |
Sen bana trigonometride yardım ettin ben de sana hafif meşrep giyim konusunda edeceğim. | Open Subtitles | انت تساعديني مع علم المثلثات. وأنا سوف أساعدك مع في أن تغيري لبسك. |
Bu türün kabuğunu kestiklerinde, koyu kırmızı bir reçine buldular. Bu reçine giyim kuşam yapımında kullanılan kumaşların renklendirilmesi için çok iyi idi. | TED | عند قطع اللحاء من هذا النوع ستجد مادة صمغية حمراء داكنة جداً, هذه المادة ممتازة للطلاء ولصباغة الالبسة. |
O zaman farkında değildim; fakat bu durum, uyarlanabilir giyim dünyasına girişimimi temsil ediyordu. | TED | لم أدرك ذلك في وقته، ولكن تلك كانت أول غزواتي إلى عالم الثياب المعدلة. |