| IRA'nın 1984'te Brighton'daki Grand Hotel'i bombalamasının ardından yaptığınız konuşmayı duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك تتحدثين في مؤتمر في "بريتون" عام 1984. تماماً بعد أن حدث تفجير الفندق الكبير. |
| Grand Hotel. | Open Subtitles | . الفندق الكبير |
| Grand Hotel'deki bir gösterisinden sonra. | Open Subtitles | بعد أن أدت دوراً في مسرحية في فندق جراند |
| O ve tam şu anda bu otelde olan arkadaşı 27 Haziran 1912'de Grand Hotel'de sen yatağına uzanırken bile 27 Haziran 1912, saat akşam üzeri 6:00. | Open Subtitles | هي وفرقتها الذين هم في هذا الفندق في هذه اللحظة بالذات بالرغم من أنك مستلقي هنا في سريرك في فندق جراند في 27 يونيو 1912 |
| "Cumartesi günü Batum'daki Grand Hotel'de görüşürüz. | Open Subtitles | اراك فى فندق جراند فى باتومى السبت. انا احبك, فقط انت . |
| - Whitney'e fark edilmeden yaklaşmamızın en iyi olasılığı yarın akşam MacArthur Grand Hotel'deki kocasının bağış toplama etkinliğine girmemizdir. | Open Subtitles | للاقتراب من (ويتني) دون أن يتم اكتشافنا هو زوجها وهو يجمع التبرعات لحملتة مساء الغد في فندق (جراند ماك آرثر) |
| Dan, karım yarın Grand Hotel'de bir toplantı düzenliyor. | Open Subtitles | (دان)، زوجتي تُخطّط لعمل تجمّع ليلة الغد في فندق (جراند) |
| Grand Hotel lntercontinental. | Open Subtitles | "فى فندق "جراند إنتركونتنتال |
| Grand Hotel. | Open Subtitles | فندق جراند |