"Organize" çünkü bunu kollektif olarak, grup halinde yaparlar ve "şüpheci" çünkü güvensizlikten yola çıkarlar demek istedi. | TED | و قد عنى بقوله منظم ﻷنهم يعملونها بصورة جماعية يعملونها كمجموعة و الشك ﻷنهم يفعلونها من وضع عدم الثقة |
Lider ön tarafta olur ve diğerleri boş laf eder. Eğer sorunumuz varsa, grup halinde gelirler. | Open Subtitles | الزعيم الذى فى المقدمة,وكلهم يتقربون منه لوحدثت مشكلة, سوف يأتون كمجموعة. |
Kadınları çoğu grup halinde takılıyor, gözün yalnız olanların üstünde olsun. | Open Subtitles | معظم النساء تخرج في مجموعات لذا ابقوا متنبهين لأي واحدة منفردة |
Ama ABD'de pek çok kadın grup halinde toplanıyorlar, onlara "feminist" diyorlar. Hepsini buldum. | Open Subtitles | في الولايات المتحده نساء عديدات في مجموعات يدعون المساواه |
İnsanları iki grup hâlinde götürüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يأخذون المواطنين بمجموعتين |
İnsanları iki grup hâlinde götürüyoruz. | Open Subtitles | نأخذ المواطنين بمجموعتين |
Pekâlâ. Tekrar geldiğimizde onlara grup halinde çok televizyon izlemekten bahsedebilirsin. | Open Subtitles | عندما نعود للداخل، ربما بوسعك التحدث معهم كمجموعة |
grup halinde olsalardı neler yapabileceklerini düşünün. | TED | تخيل ما يمكنهم القيام به كمجموعة. |
En büyük hatan onları bir grup halinde karşına alman. | Open Subtitles | خطئك الكبير كان بالتعامل معهم كمجموعة |
Bazen grup halinde seyahat ediyorlardı. | Open Subtitles | أحياناً كانوا يُسافرون كمجموعة |
grup halinde kazanabiliriz. | TED | نكسبها كمجموعة واحدة. |
Öyleyse grup halinde alakasızız. | Open Subtitles | إذن، كمجموعة ، لا شيء له معنى |
Ama ABD'de pek çok kadın grup halinde toplanıyorlar, onlara "feminist" diyorlar. | Open Subtitles | في الولايات المتحده نساء عديدات في مجموعات يدعون المساواه |
Bence herkes ayrılsın, burada mal gibi grup halinde beklemeyelim ne dersiniz? | Open Subtitles | أتعلمون؟ بما أن هذا الشيء ينتشر من الأفضل أن ننفصل بدلاً من الجلوس هنا في مجموعات كبيرة لعينة |
grup halinde hareket etmemiz gerekiyor. Hep beraber. | Open Subtitles | إننا بحاجة للبقاء في مجموعات فلتبقوا معاً |
Normalde asosyal olan ayılar, kıyı şeridine kıstırılmış şekilde grup halinde bir araya gelir. | Open Subtitles | الدببة الغير اجتماعية عادة، تتجمّع في مجموعات محصورين على خط الساحل |
Maymunlar da korunma ve destek için grup halinde yaşamaya başlamışlardır. | Open Subtitles | و الحيوانات الرئيسة كانت قد تطورت لتعيش في مجموعات لتأمين الحماية و الدعم |
İmkanı yok. Profesyonel bir iş. grup halinde çalışmışlar. | Open Subtitles | مستحيل إنه عمل احترافي يعملون في مجموعات |
- İnsanları iki grup hâlinde götürüyoruz. | Open Subtitles | - نأخذ المواطنين بمجموعتين - |