Hayır, bu kadın hükümdar olmakla ilgili; tuzağa düşmüş ve yapayalnız.. | Open Subtitles | لا أنها عن كيف تشعر بكونكَ حاكم أنثي ، ومحاصر وحدكَ. |
Rupert Chatwin'den sonra gelecek vaat eden bir hükümdar olmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن هناك ملهمة حقا، حاكم رعاية منذ روبرت تشاتوين |
İnsanı iyi bir hükümdar yapan da böyle fedakarlıklardır işte. | Open Subtitles | تلك هي إحدى التضحيات التي تجعل من الحاكم حاكماً جيداً |
Eğer bir hükümdar zayıfsa, krallığında kısa sürede kargaşa hakim olur. | Open Subtitles | وإذا كان الحاكم ضعيفا فإن المملكة ستكون بحالة فوضى |
hükümdar, bu kutsal mirası korusun ve kutsasın böylece, bu cesur savaşçıların kuvveti daha doğmamış Ultramarinlerde hayat bulsun. | Open Subtitles | عسى ان يبارك الإمبراطور هذا الإرث المقدس لكي تعيش قوة هؤلاء المحاربون الشجعان في المحاربون الذين لم يولدو بعد |
Kendisine hizmet aşkıyla tutuşanları öldüren bir hükümdar, diğerlerini pek teşvik etmez. | Open Subtitles | الحاكمة التي تقتل الذين كرسوا حياتهم لها ليست حاكمة تُلهم الجميع بتفانِ |
Şu süreçte, hükümdar olarak bana kral adına konuşma yetkisi verdi. | Open Subtitles | فى هذه المناسبة ...بصفته حاكم فقد طلب منى التحدّث نيابةً عنه |
Şu süreçte, hükümdar olarak bana kral adına konuşma yetkisi verdi. | Open Subtitles | فى هذه المناسبة ...بصفته حاكم فقد طلب منى التحدّث نيابةً عنه |
Raca bağımsız bir hükümdar. Kimseye hesap vermez. | Open Subtitles | الأمير حاكم مستقل لا يستجيب لأحد |
Kral olmakla kalmaz Pers'in gördüğü en güçlü hükümdar olur. | Open Subtitles | هو لا يريد أنّ يكون ملكٌ فحسب، بل يريد أنّ يكون الحاكم الأقوى لبلاد فارس للأبد، |
Ve sarayda iken kimin hükümdar kimin hizmetli olduğuna karar verelim. | Open Subtitles | و بينما نحنُ موجودون بِالقصر فدعنا نكُن على علمً بِمن هو الحاكم و من هو الخادم |
Ve sıradaki hükümdar olarak Sab Than'ı seçtik. | Open Subtitles | ولقد اخترنا ساب ثان ليكون الحاكم التالى لهم |
Diğer suyla ilgili gösterilerle birlikte MS. 70’de eski bir gölün yerinde Kolezyum’u inşa etmeye başlayan hükümdar Flavius Vespasian’dan doğruca yukarı doğru Roma çevresindeki doğal ve yapay su kaynaklarında düzenleniyorlardı. | TED | كانوا يقامون بالترافق مع مناظرات مائية أخرى على الأجسام المائية الطبيعية أو الصنيعة في أرجاء روما حتى عهد الإمبراطور فلافيوس فيسباسيان، الذي بدأ ببناء الكولوسيوم في عام 70م على موقع بحيرة سابقة. |
Belki de, Verenor, tabi hükümdar yüzümüze gülerse. | Open Subtitles | ربما, فيرينور, اذا كان الإمبراطور يضحك علينا. |
hükümdar bizi korur, ama, yine de kontrolümüzü yapalım. | Open Subtitles | الإمبراطور محمي, لكن لا مانع من التحقق مرة ثانية |
İyi bir hükümdar buyrugundaki insanlari tanimali. | Open Subtitles | ليكون المرء حاكماً جيداً, عليه أن يعرف من يحكمهم. |
İnşası yeni bitti ve orada oturan ilk hükümdar ben olacağım | Open Subtitles | لقد انتهى للتو وسأكون أول حاكمة تعيش هناك |
Gözyaşlarım güçlü bir hükümdar gibi. | Open Subtitles | إن دموعي الآن هي خطيب لساني الحاكمة |
hükümdar, Başbakan'a asla içecek sunmaz. | Open Subtitles | العاهل لا يعرض أبداً المشاريب على رئيس الوزراء |
Hangi hükümdar bütün gücü... senatoya vermistir, daha büyük bir güç ile? | Open Subtitles | أيّ إمبراطور عمل على إعادة السلطة بأكملها لمجلس الشيوخ فقط ليكسب المزيد من السلطة؟ |
Ama sen meşru bir hükümdar olamadın, değil mi? | Open Subtitles | أنت لست ملكا قانونيا، على الرغم من، أنت؟ |
John Knox'u önerdiğin gibi reddedersen ona kararlı, zorlu, gözü korkutulamaz bir hükümdar olduğunu gösterir. | Open Subtitles | اذا رفضتي جون نوكس كما اقترحتي، سيعتقد بأنك عدوانيه وحاكم عظيم لايمكن تخويفه |
Bu senin kaderin. Bir hükümdar olarak. | Open Subtitles | هذا هو قدركِ، كحاكمة. |
- Burası Sogo, Gece Şehri Zalim hükümdar yönetir ve her çeşit şeytanlık vardır. | Open Subtitles | مدينة الظلام تحكم بواسطة المستبد الأعظم و مخصصه للشر بجميع أشكاله |