| Bu çocuğu İsa' nın topluluğuna katıyoruz ve... haçla işaretliyoruz. | Open Subtitles | أستلمنا هذا الطفل من جمع من الرعيه المسيحيه للكنيسه و علمنا عليه علامة الصليب |
| -Bu kutsal haçla... -İsa adına... | Open Subtitles | امرك باسم الصليب المقدس و يسوع ان تنصرفي |
| Bugün bile sahneye haçla çıkarım. | Open Subtitles | وحتى اليوم، لم أكن على الساحة بدون الصليب |
| Mezarların yeri, bir haçla veya odun parçasıyla belirtilmiş. | Open Subtitles | يوضع صليب على كل قبر أو قطعة خشب |
| Darcy'i gömdüğün zaman, haçla fazla ilgilenmezdim. | Open Subtitles | عندما تدفن *دارسي* أنا لا أكون قلق بشأن *صليب. |
| Sarı haçla dolu bir tankeri olan tren çalacağız. | Open Subtitles | سنسرق قطاراً يحتوي على عربة مليئة بالصليب الأصفر |
| Biraz aşağıda bulunan gamalı haçla birlikte kadın vahşi bir parçaydı. | Open Subtitles | إنّها جامحة مع وشم الصليب المعقوف في الاسفل |
| Biraz aşağıda bulunan gamalı haçla birlikte kadın vahşi bir parçaydı. | Open Subtitles | إنّها جامحة ، مع وشم الصليب المعقوف في الاسفل ؟ |
| Rahibelerin ve Aziz Agatha'nın demir haçla şeytan çıkarmaya çalıştığı söylentileri dolaşıyor. | Open Subtitles | كانت ظهرت عليهن أشاعة أستخدام الصليب الملتهب. |
| Hayır, sen haçla onları dürtmeye başlayınca çıldırıyorlar sadece. | Open Subtitles | لا، الصليب يخيفهم فحسب بمجرد أن تلوح لهم به |
| Suyla, güneşle ve haçla. | Open Subtitles | إنها الماء و أشعة الشمس و الصليب |
| Dün, o haçla bir hemşireyi öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتلت الممرضة صاحبة الصليب بالأمس |
| Bu küçük kasabaya bir yenilik getirmiş olabilirim tıpkı Dansçı Dan ya da şu tavşan kulağı takan ve mor bir haçla etrafta gezen adam gibi. | Open Subtitles | ربما سأصبح حديث الناس مثل دان الراقص او ذلك الرجل ذو اذني الارنب الذي يتمشى في الليل وهو يجر ذلك الصليب البنفسجي العملاق |
| Caleb'ın gördüğü şey şeytandı ve şeytanı kızın içinden çıkarmak için bir haçla onu damgaladı. | Open Subtitles | كل ما رآه [كاليب] كان شيطاناً واستخدم الصليب ليخرجه منها |
| - haçla ilgili söylediklerin yüzünden. | Open Subtitles | -بشأن مـا قلتيه عن صليب الكـاهن |
| Kara haçla ilgili bir şey. | Open Subtitles | شيء ما حول صليب أسود. |
| Onu ters haçla damgalamışsın. | Open Subtitles | إنّك رسمت عليها صليب مقلوب. |
| O haçla öyle bir şey yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم يكن لدي فكرة عما سيفعل بالصليب |
| Bunu o haçla mı yaptı? | Open Subtitles | وفعل هذا بالصليب ؟ |