"hadise" - Traduction Turc en Arabe

    • حادثة
        
    Dün geceki takılmamızın bir defaya mahsus bir hadise olması gerektiği söylenmişti bana. Open Subtitles نمى إلى فَهمي أن مرح ليلة البارحة تعين أن يكون حادثة لن تتكرر.
    Bu kadar şeyin içinde bir de uluslararası hadise istemiyorum. Open Subtitles لست بحاجة إلى حادثة دولية في وسط كل هذا.
    30 yıl önce burada büyük bir hadise yaşandığını duymuştum. Open Subtitles سمعت أنه منذ ثلاثين عاماً كان هناك حادثة كبيرة
    Um, bugün mağazada eşinle bir hadise yaşandı da. Open Subtitles كان هناك حادثة صغيرة فيمحلالحاجياتصباحاليوم،
    İç Güvenlik ve Federal Havacılık bu cinayetin münferit bir hadise olduğuna inanıyor. Open Subtitles الأمن الداخلي و إدارة الطيران الاتحادية يظنان بأنّ هذه الجريمة حادثة مفردة
    Logan'da hadise varmış. Uluslararası bir uçak. Charlie de oraya gidiyor. Open Subtitles هناك حادثة في لوغان، رحلة دولية شارلي في الطريق
    Geçen yıl Akashi ve Owari klanları arasında bir hadise yaşandığını duymuştum. Open Subtitles سمعت عن حادثة وقعت في العام الماضي بين قبائل أكاشي وأوري.
    Bunun beklenmedik bir hadise olduğunu, söyleyebilir miyiz? Open Subtitles أفي ميسورنا القول إن هذه حادثة غير متوقّـعة؟
    Önce Boston Maratonu, sonra Londra'daki satırlı hadise. Open Subtitles بالبداية الإعتداء في ماراثون بوسطن ثم حادثة كليفر في لندن
    Dedektiflerimizden biri muhtemel tarikat bağlantılı bir hadise için sizinle konuşmuş ama erkenden karar vermiş. Open Subtitles أحد المحققين لدينا تحدث إليك بشأن وقوع حادثة متعلقة بالعبادة لكن تقييمه سابق لأوانه, لذا نريد ان نتعامل مع هذا بأنفسنا
    Bugün bir hadise yaşandı ve artık onun yardımcım olması konusunda rahat değilim. Open Subtitles كانت هناك حادثة اليوم ولست مرتاحة معها على مكتبي.
    Bu konu hakkındaki ilk hadise, 1956'da oldu, tam o..." Open Subtitles أول حادثة حدثت كانت في 1956 عندما
    Korkarım bir hadise olmuş, general. Open Subtitles أعتقد أن هناك حادثة أيها الجنرال
    Ama beş dakika içinde Birleşik Güvenlik Teşkilatı yöneticisi şu kapıdan içeri girecek ve ona ajanlarımızdan birinin nasıl kendi başına karar verip Meksiko'ya gidip uluslararası bir hadise yarattığını açıklamam gerekecek. Open Subtitles رئيس جهاز الأمن المشترك سيدخل من تلك الباب. ويجب أن أوضح له، كيف قرر أحد عملائنا بالتوجه إلى المكسيك بمفرده ويتسبب في حادثة دولية.
    Aslında ben de bugün küçük bir hadise yaşadım. Open Subtitles حقيقةً، لقد حدثت لي حادثة صغيرة اليوم.
    Başka hadise istemeyiz, değil mi? Open Subtitles إننّا لا نُريد حادثة آخرى، أليس كذلك؟
    Kuruldaki bayanlar ve baylar Bayan Flynn ile olmuş ya da olmamış olabilecek "hadise"yi önünüze tekrar koymayacağım. Open Subtitles سيداتي وسادتي مجلس الإدارة أنتم لن تهدروا وقتكم بواسطة التطرق من جديد لما يسمى " حادثة
    2006'da bir hadise olmuştu. Open Subtitles كانت هناك حادثة وقعت بعام 2006
    2006'da bir hadise olmuştu. Open Subtitles كانت هناك حادثة وقعت بعام 2006
    Tek bildiğimiz, L-9 prototipinin, taşradaki laboratuvarımızda... bir hadise çıkardığı. Open Subtitles نحن نعرف كانت هناك حادثة متعلقة بالنموذج أل - 9 في أحدى مختبراتنا الخارجية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus