Belki de Tom gerçeği hak ediyordur. | Open Subtitles | ربما (توم) يستحقُ الحقيقة |
- Belki de Tom gerçeği hak ediyordur. | Open Subtitles | ربما (توم) يستحقُ الحقيقة |
Belki ölmeyi hak ediyordur, ama burasıyla alakası yok. | Open Subtitles | ربما كان يستحق أن يموت، ولكن هنا لن عنه. |
Bu havada çocuğu için buraya kadar gelen adam bunu hak ediyordur. | Open Subtitles | رجلٌ يخرج بهذه الأجواء لخاطر إبنه، يستحق أن نتساهل معه. |
Belki de ikinci bir şansı hak ediyordur. | Open Subtitles | و ذلك يعني أنّه ربّما يستحق أن يحظى بفرصة أخرى |
Bana kalırsa bir başkasında böyle bir sevgiye yol açabilen herkes insan sayılmayı hak ediyordur. | Open Subtitles | على حد علمي أي شخص قادر على الشعور... بذلكَ النوع من الحب لأنسانٍ آخر فإنهُ يستحق أن نسميه إنسان |
Bana kalırsa bir başkasında böyle bir sevgiye yol açabilen herkes insan sayılmayı hak ediyordur. | Open Subtitles | على حد علمي أي شخص قادر على الشعور... بذلكَ النوع من الحب لأنسانٍ آخر فإنهُ يستحق أن نسميه إنسان |