Ona da göster. Ama sizler daha büyüğünü hak ediyorsunuz bence. | Open Subtitles | ـ أعرض المقطع عليه ـ لكن أظن جميعكم تستحقون شيئاً أكبر |
Zekisiniz, potansiyeliniz var ve şu an sahip olduğunuzdan daha iyi bir yaşamı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أذكياء, و قادرون و تستحقون حياة أفضل من التي حصلتم عليها |
Siz polisler söylediğim gibi otobüse saldıracağımı filan sanıyorsanız kafanızda birer deliği hak ediyorsunuz demektir. | Open Subtitles | اذا اعتقدتم ايها الشرطة انني ساهاجم الحافلة بالطريقة التي ذكرت تستحقون ان يطلق النار على رؤؤسكم |
Eğer düşündüğün buysa, o zaman siz birbirinizi hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تظنه، فهذا يعني أنكما تستحقان بعضكما. |
İkiniz de eşit ölçüde cezalandırılmayı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | تستحقان المعاناة بالمناصفة في الواقع، أنا الآن عانيتُ أكثر جراء عرقلتكَ لي |
Siz mutlu olmayı, tüm kadınlardan daha çok hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أكثر من أي امرأة أخرى أنت تستحقين أن تكوني سعيدة |
"Daha iyi biri olmamı hak ediyorsunuz. Daha iyi biri olacağım." | Open Subtitles | أنتم تستحقون الأفضل مني ، و بإمكاني . تحقيق ذلك ، بل أني سأصير كذلك |
Bir yastıkta kocayın. Bunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لتعيشوا مع بعضكما بسعادة للأبد ، أنتم تستحقون ذلك |
Alçak olduğunuz için burada olmayı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | ولأنكم كذلك فأنتم تستحقون جميعاً أن تكونوا هنا |
Ve daha iyisini hak ediyorsunuz derken Graham haklıydı. | Open Subtitles | كان خطأي كان محقا عندما قال أنكم تستحقون الأفضل |
Bizce bir yuva hak ediyorsunuz ve bunun bizim yuvamız olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنكم تستحقون منزلا دائما، ونتمنى حقا أن يكون ذلك المنزل منزلنا |
Ems, insan içinde olmaz. Daha iyisini hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | ايمز ليس امام العامه تستحقون اكثر من ذلك |
Her şeyi ardınızda bırakarak mutlu olmayı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما تستحقان أن تكونا سعيدين و ترك كل هذا خلفكما |
Yalancı, sırtından adam bıçaklayan, öğle yemeği yemeyen yangın merdiveninde öpüşen ikiniz birbirinizi hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لأنكما انتما كاذبان وتطعنان في الظهر ولا تأكلان الغداء تقبلان بعضكما في مخرج الطوارئ لذا تستحقان بعضكما |
Son dokuz aydır aralıksız şekilde bahsettiğiniz bir düğünü hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | إنكما تستحقان العرس الذي لم تستطيعوا التوقف عن الحديث عنه خلال الـ9 أشهر الماضية |
Son dokuz aydır aralıksız şekilde bahsettiğiniz bir düğünü hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | إنكما تستحقان العرس الذي لم تستطيعوا التوقف عن الحديث عنه خلال الـ9 أشهر الماضية |
ve bunu, aldığınız cevabın "evet" olma ihtimalini yükseltecek ve yardım eden kişinin kendini harika hissetmesini sağlayacak bir şekilde yapın çünkü ikiniz de bunu hak ediyorsunuz. | TED | وعندما تقوم بذلك، إحرص على أن تقوم بها بطريقة تسمح لك بزيادة فرصتك في الحصول على نعم كإجابة وجعل الشخص الاخر يشعر بشعور جيد بسبب مساعدته لك وذاك لأنكما أنتما الإثنان تستحقان ذلك. |
Siz mutlu olmayı, tüm kadınlardan daha çok hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أكثر من أي امرأة أخرى أنت تستحقين أن تكوني سعيدة |
Aramızdaki farklılıklara rağmen, Bayan Lang, bir uyarıyı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | على الرغم من خلافاتنا ، الانسه لانغ ، اعتقد انك تستحقين الانذار. |
- Bunca güvenlik önlemini bu kadar hızlı aldığınız için madalyayı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تستحق ميدالية لتعديل كل هذه التدابير الأمنية بهذه السرعة |
İtiraz istemem, bunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | كلا، كلا، أنتم تستحقونها يا أولاد |
Siz gerçeği hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | و أنت تستحقّ الحقيّقة. |
İş arkadaşlarınla birlikte olağanüstü çalışmalar yapıyor ve parayı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وزملائك تعملون بحثاً رائعاً وتستحقون المال |
Aslında hapse atılmayı fazlasıyla hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | لكن كلاكما يستحق بغزارة أن يكون فى السجن |