Seninle öyle konuşmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق في الصراخ عليك هكذا |
Öylece çekip gitmemeliydim. Bunu yapmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن علي ان اغضب هكذا , لم يكن لدي حق لفعل ذلك |
Ama evliliğini mahvetmeye hakkım yoktu. Bu senin hayatın. | Open Subtitles | ولكن لم يكن لديّ الحق في إفساد زواجكِ فهذه حياتكِ |
O kızın kederli anına zorla girmeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لي الحق بالتطفل على حزن تلك الفتاة |
Evet, bu pislikleri getirerek seni etkilemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لي حق لإطلاعكِ على كل هذه القذارات التي أحضرها للبيت، |
Ama bu kararları değiştiremiyordum çünkü toplantılara katılmıyordum, bu yüzden de karşı çıkmaya hakkım yoktu. | TED | لكن لم يكن في وسعي الاعتراض على القرارات، لأني لم أكن أحضر اللقاءات، ولم يكن لدي الحق في أن أعارض قراراتهم. |
Bunu söylemeye hiç hakkım yoktu kırıcı ve çocukçaydı üzgünüm. | Open Subtitles | لم يكن لدى حق لقولها، كان الآمر مؤلم و صبيانى و أنا أسف |
Seni bunun içine çekmeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | . ليس لدى الحق فى إقحامك فى هذا الموضوع |
Seninle o şekilde konuşmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم أمتلك الحق بالتحدث إليك بتلك الطريقة |
Ona bir daha dokunmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | أنا حقاً ليس لدي الحق أن ألمسها مجدداً |
Onu yapmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق بأن أفترض بأنني يمكن |
Sana bu şekilde hakaret etme hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق لإهانتك بهذا الشكل |
Seninle öyle konuşmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي حق كي أتحدث إليك بتلك الطريقة |
İşine karışmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي حق التدخل في شؤونك |
Seninle o şekilde konuşmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ الحق أن أتحدث معكِ بتلك الطريقة التي فعلتها. |
Günlüğünü okumaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ الحق في قراءة مُذكراتك |
Tekrardan özür dilerim. Sana bağırmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لذا أكرر اعتذاري، لم يكن لي الحق أن أصيح عليك. |
Ama bunu yapmaya hakkım yoktu ve ben... çok üzgünüm. | Open Subtitles | لم يكن لي الحق في ذلك أنا في غاية الأسف |
Buna hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لي حق بذلك. |
Bunu senden istemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الحق لأطلب منك ذلك هذا ليس أنت |
Bunu yapmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الحق في فعل ما فعلته |
O insanlara yalan söylemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدى حق بالكذب على هؤلاء الناس |
Hayatını nasıl yaşayacağını söylemeye hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدى الحق لأخبرك كيف تعيشى حياتك |
Bak, seni herhangi bir şeyle suçlamaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | لم أمتلك الحق باتهامك بشيء |