"hakkınızı" - Traduction Turc en Arabe

    • حقك
        
    • حقوقك
        
    • حقوقكم
        
    Bay Eddington, Bay Lefferts bağnazlığını itiraf etmesine rağmen, bu makaleyi yayımlama hakkınızı savunuyorum. Open Subtitles السيد إدينجتون، على الرغم من اعتراف السيد ليفرتس لتعصبه الديني أنا أدافع عن حقك في نشر هذه المقالات
    Eşit işe eşit ücret hakkınızı savunuyorum, ve çocuk doğurma... ya da kürtaj olma hakkınızı da savunuyorum. Open Subtitles أؤمن بحقك في مرتب مساو للرجل وفي حقك في ولادة طفل أو إجهاضه يجب أن تتم معاملتك كالرجل
    Söylediğinize katılmasam da, söyleme hakkınızı ölümüne savunurum efendim. Open Subtitles ربما انا غير متفق مع ما تقوله لكن سأدافع بإستماتة عن حقك في قوله
    Benim eyaletim Alabama, diğer bazı eyaletler gibi, eğer bir mahkumiyetiniz varsa oy verme hakkınızı elinizden alıyor. TED ففي ولايتي آلاباما ، كالكثير من الولايات ، تحرمك من حقوقك إلى الأبد إذا كان لديك سابقةٌ جنائية.
    Majeste, ilk olarak hakkınızı savunmak için diplomatik dokunulmazlık talep ediniz. Open Subtitles صاحب الجلالة ، أولا وقبل كل شيء يجب أن تقف على حقوقك وتطلب الحصانة على خلفية إمتيازك الملكي
    Yetkili kişi olmayanlarınız için artık bu konudaki hakkınızı arama zamanı. TED وإلى هؤلاء الذين ليس لديهم السلطة منكم: فحان الوقت للوقوف للدفاع عن حقوقكم في ذلك.
    Doğuştan gelen hakkınızı almanın vakti geldi. Open Subtitles حان الوقت لتحصلوا على حقوقكم
    O orospu hakkınızı vermeli. Open Subtitles يجب أن تعطيك حقك تلك العاهرة دعنى انضم معك فى هذه اللعبة
    Tanıklığınız karşılığında dokunulmazlığın verilmesi Beşinci Tasarıya başvurmak hakkınızı ortadan kaldırır. Open Subtitles عرض الحصانة عليك في مُقابل الحصول على شهادتك يسحب منك حقك الدستوري الخامس
    Yabancı birinin, bazen birden fazla yabancının internetten yazdığınız bir şey için sizin var olma hakkınızı sorguladığını, öfke dolu bir mesajla uyandığınızı, güvenliğiniz için korktuğunuzu ve endişelendiğinizi hayal edin. TED تخيل الاستيقاظ على شخص غريب - في بعض الأحيان العديد من الغرباء- يسألك عن حقك في الوجود أحياناً عن شيء نشرته على الإنترنت، الاستيقاظ على رسالة غاضبة، الخوف والقلق على سلامتك.
    Voltaire'in dediği gibi: "Söylediğiniz şeye katılmayabilirim, ama onu söyleme hakkınızı savunmak için ölümüne savaşırım." TED وعلى حد تعبير "فولتير" " قد لا أوافق مع ما يجب عليك قوله ولكنني سأحارب حتى الموت للدفاع عن حقك في قوله"
    Islah hakkınızı hatırlatmakla yükümlüyüm... Open Subtitles أنا لزاما علي أن أذكر لكم التعديل 5 حقك...
    Kurul hakkınızı reddettiniz, Bay Sheldon. Open Subtitles بما أنك قد رفضت حقك بوجود محام، سيد (شيلتون)
    Avukat hakkınızı reddettiniz, Bay Sheldon. Open Subtitles بما أنك قد رفضت حقك بوجود محام، سيد (شيلتون)
    hakkınızı helal edin. Open Subtitles سامحنى على ما أقترفت فى حقك
    hakkınızı helal edin. Open Subtitles سامحنى على ما أقترفت فى حقك
    Neden avukat çağırma hakkınızı kullanmadınız, Bayan Tramell? Open Subtitles لماذا تنازلت عن حقوقك فى حضور محامى يا مس ترامل ؟
    Bu esnada sizin velayet hakkınızı yasal olarak belirlemeliyiz. Open Subtitles لكن فيما أفعل ذلك سأؤسس قانونياً حقوقك الأبوية
    Doğuştan gelen hakkınızı almanın zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت لتحصلوا على حقوقكم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus