| Ben ve diğer adam hakkında düşünmeyi bırakamadığı için neredeyse seks yapmayı bırakmıştık. | Open Subtitles | عن التفكير حول وجودي مع رجل أخر ونحنُ تقريباً توقفنا عن ممارسة الجنس |
| Size kendiniz hakkında düşünmeyi bırakmanızı söylemeyeceğim. | TED | الغاية من وجودي هنا اليوم ليست إخباركم أن تتوقفوا عن التفكير بأنفسكم. |
| Ve bir süre sonra,ben... bunun hakkında düşünmeyi bıraktım, yalnız olmak daha kolaylaştı, riske girmek zorunda değildim, risksiz bir hayatın eğlenceleri. | Open Subtitles | وبعد فتره توقفت عن التفكير بذلك وفضلت ان اكون لوحدي |
| Seks hakkında düşünmeyi bırak. | Open Subtitles | فقط اذهبي الى النوم , اذا سمحتي وتوقفي عن التفكير في الجنس |
| Ama bence kendisi hakkında düşünmeyi bırakmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | لكن أيضاً، أظن أنها تحتاج للتوقف عن التفكير بنفسها |
| Alman pornosu hakkında düşünmeyi kesmeliyim yani. | Open Subtitles | إذن فعليّ التوقّف عن التفكير بأفلام الإباحة الألمانيّة |
| Bu gerçekten çılgınca eğer sen gerçekten... bunun hakkında düşünmeyi kes. | Open Subtitles | هذا جنون إن كنت حقاً توقفت عن التفكير به |
| Eğer bir dakika Ross hakkında düşünmeyi bırakırsan etrafında harika arkadaşlarının olduğunu farkedeceksin! | Open Subtitles | إن توقف عن التفكير بـ (روس) قليلآ ستجدين رجالآ لطفاء فى كل مكان |
| Senin hakkında düşünmeyi kesemezdim. | Open Subtitles | انا لااستطيع ان اتوقف عن التفكير بشانك |
| Bu arada, onun hakkında düşünmeyi bir kenara bırakıp... | Open Subtitles | و أيضاً لا يمكنها أن تكف ...عن التفكير بأن |
| Bu arada, onun hakkında düşünmeyi bir kenara bırakıp... | Open Subtitles | و أيضاً لا يمكنها أن تكف ...عن التفكير بأن |
| Hadi Brooke hakkında düşünmeyi bırak artık | Open Subtitles | توقف عن التفكير ب بروك للحظة حسناً |
| Sutyenim hakkında düşünmeyi kes, Sheldon. | Open Subtitles | توقف عن التفكير بحمالة صدري شيلدن |
| Bunlar hakkında düşünmeyi uzun zaman önce bıraktım. | Open Subtitles | كففت عن التفكير بهذا الأمر منذ وقت طويل |
| Ve sen de sadece rahatlayıp bu konu hakkında düşünmeyi bırakacaksın. | Open Subtitles | وما عليك أنت سوى الاسترخاء... وكف عن التفكير فيه. |
| Onun hakkında düşünmeyi bırabilecek miyim, bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كنت سأتوقف عن التفكير فيه |
| "Atlas" gibi bir kelimeyi sıkılana kadar tekrar etmek kelimenin anlamı hakkında düşünmeyi bırakıp, bunun yerine seslere odaklanmanıza yol açar: "L"nin "T"den sonra gelmesi gibi. | TED | تكرار كلمة مثل أطلس والغثيان سيجعلك تتوقف عن التفكير في معنى الكلمة في المقابل سيجعلك تركز على الاصوات الطريقة الغريبة لنطق حرف اللام متبوعا ب"ت" |
| Ve ben de, Izzie Stevens hakkında düşünmeyi bırakmak zorundayım. | Open Subtitles | و يجب أن أتوقف عن التفكير بـ(إيزي ستيفنز) |
| Hayır. Senin hakkında düşünmeyi hiç bırakmadım. | Open Subtitles | كلا, لم أكف عن التفكير بك |
| Drew hakkında düşünmeyi bırakmalısın, git ve birisiyle birlikte ol. | Open Subtitles | اذا اردتي التوقف عن التفكير بـ(درو)، واعدي شخص اخر. |