İnsanlar senin hakkında kötü şeyler söyleyebilirler ama sen asla kendi hakkında kötü şeyler söylememelisin. | Open Subtitles | سوف أشرح ذلك الناس قد يقولون أشياء سيئة عنك لكن يجب عليك ألا تقول أشياء سيئة عن نفسك |
Delirdin, çünkü seni dinlemiyorum, arkadaşlarını sevmiyorum ve annen hakkında kötü şeyler söyledim. | Open Subtitles | أنتِ غاضبة بسبب أني لا أستمع إليكِ وأنا لا أحب أصدقائكِ وقلت أشياء سيئة عن أمكِ |
Üzgünüm, büyükannem hakkında kötü şeyler söyleyemem. | Open Subtitles | آسف، لا أستطيع قول أشياء سيئة عن جدتي |
Ama neden? Belki de onun hakkında kötü şeyler söylemeye zorlanmamı istememiştir. | Open Subtitles | ربّما لم يرد أن يجبرونى على قول أيّ شيء سيئ عنه |
Dobby az daha ailesi hakkında kötü şeyler söyleyecekti, efendim. | Open Subtitles | كاد دوبي أن يتكلم بالسوء عن عائلته، يا سيدى |
Neden babam hakkında kötü şeyler söylememi istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تحاولين أن تجعليني أقول أشياءً سيّئة عن أبي ؟ |
Çünkü Lasse hakkında kötü şeyler söyledi. | Open Subtitles | لأنه قال أشياء سيئة عن لاسي |
Belki de onun hakkında kötü şeyler söylemeye zorlanmamı istememiştir. | Open Subtitles | ربّما لم يرد أن يجبرونى على قول أيّ شيء سيئ عنه |
Buraya muhtemelen size Peder Tammy hakkında kötü şeyler söylemeye geldim. | Open Subtitles | كلا، اتيت لتحدث بالسوء عن الموقرة "تامي" وذلك تصرف دنيء مني |
Taliban hakkında kötü şeyler söyleyen bir dünya kadın çıktı ortaya. | Open Subtitles | تبيّن أن هناك قائمة طويلة من السيدات يتكلمن بالسوء عن (طالبان). |
Luke Cage hakkında kötü şeyler söyleyip durdular. | Open Subtitles | كان أناس كثر يتحدثون بالسوء عن"لوك كيج". |
Dexter kimse hakkında kötü şeyler söylemez. | Open Subtitles | لا يتلفّظ (ديكستر) بكلمة سيّئة عن أيّ أحد أبداً |