Genelde bu toplantıyı romantik acılarım hakkında konuşmak için kullandığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أعتدت أن استخدم هذا الاجتماع للحديث عن متاعبّي الرومانسيّة |
Böylece devrimsel yoksulluk teorisi hakkında konuşmak için, Amsterdam'da buluştuk. | TED | لذلك التقينا في أمستردام للحديث عن نظريته الثورية الجديدة حول الفقر. |
Amelia, sanıyorum beni hastane hakkında konuşmak için aramadın. | Open Subtitles | إيميليا ، لم تطلبيني هنا للحديث عن المستشفى |
Hepinizin bildiği gibi buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً |
Bu akşam bu yüzden buradayız. Rüzgâr hakkında konuşmak için. | Open Subtitles | هذا ما نحن هنا لأجله اليوم ، للتحدث عن الرياح |
Ve gelecek hakkında konuşmak için yarın galeriye geleceklerini söyledi. | Open Subtitles | قال أنها ستأتي غداً إلى المعرض لتتحدث عن المستقبل. |
Tommy'i severim. Ama buraya Ghost hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا أحب تومى ولكن قد أتيت هنا للتحدث بشأن جوست |
Her şey hakkında konuşmak için doğru bir zaman olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الوقت غير مناسب للحديث عن كل شيء |
Mesih hakkında konuşmak için iyi bir vakit olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعلم إن كان الاَن وقتاً مناسباً للحديث عن أمور المسيح |
Bunlar çok dokunaklı sözler ama burada gerçek hakkında konuşmak için bulunmuyoruz. | Open Subtitles | كان هذا مؤثّرًا، لكنّنا لسنا هنا للحديث عن الحقيقة |
Birleşme hakkında konuşmak için zamanın var mı? | Open Subtitles | ألديك لحظة للحديث عن موضوع الاندماج هذا؟ |
Uzaylılarla bir savaşın ortasında ölüm hücresinde ve oğlanların hâlâ kızlar hakkında konuşmak için sebebi var. | Open Subtitles | وسط الحرب مع الفضائيين وننتظر تنفيذ الإعدام ولا زال للأولاد سبباً للحديث عن الفتيات |
Annem hakkında konuşmak için terapistimle bir seans ayarlamaya çalıştım ama olmadı, çünkü annem oradaydı! | Open Subtitles | حاولت أن تجعل موعد مع المعالج بلدي، للحديث عن والدتي، ولكن لم أستطع، لأنك كنت هناك. |
Peki! Problemlerim hakkında konuşmak için 5 dakikanı ayıramıyorsun. | Open Subtitles | أوه بالتأكيد لا بأس لا يمكنك إعطائي خمس دقائق للتحدث عن |
Belkide sarmısak hakkında konuşmak için iyi zaman değildir? | Open Subtitles | اعتقد انه ليس الوقت المناسب للتحدث عن الثوم |
Şu anda bu hakkında konuşmak için vaktim yok, ben Piper yardım gitmek zorunda. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للتحدث عن هذا الآن علي الذهاب لمساعدة بايبر |
Fakat buraya petrol hakkında konuşmak için gelmediniz, değil mi? | Open Subtitles | لكنك لم تاتي الى هنا لتتحدث عن النفط ؟ |
Bayanlar, baylar, kömür hakkında konuşmak için buradayız bu akşam. | Open Subtitles | سيداتي سادتي نحن اليوم للتحدث بشأن الفحم |
Fotoğraf makineleri hakkında konuşmak için biraz geç oldu. | Open Subtitles | حسنا ان الوقت متاخر قليلا للتكلم عن الكاميرات |
Seni o gece tarifler hakkında konuşmak için aramadı değil mi? | Open Subtitles | لم يتصل بكِ تلكَ الليلة للتحدّث عن الوصفات، أليس كذلك؟ |
Öbür Dünya'ya yaptığın seyahatler hakkında konuşmak için can atıyorum. | Open Subtitles | أنا مُتلهف للتحدث معك بخصوص رحلاتك لباقي مناطق العالم |
ve Catherine hakkında konuşmak için burada değilim. | Open Subtitles | وانا لست هنا لاتحدث عن "كاثرين" |
Bugün buraya kendi kendine çalışan uçan plaj topları hakkında konuşmak için geldim. | TED | أنا هنا اليوم لأتحدث عن كرات الطائرة الشاطئية ذاتية التحكم. |
İlk çocuk kitabım yayımlandığında 2001'de oradaki öğrencilerle yazar-çizer olma hakkında konuşmak için eski ilkokuluma geri döndüm. Kafeteryada slayt projektörünü hazırlarken odadan karşıya baktım, işte o: eski yemek görevlisi bayan. | TED | عندما نشر أول كتاب أطفال لي في 2001 عدت إلى مدرستي الاعدادية لأتكلم مع الطلاب عن كوني مؤلفًا ورسامًا وبينما كنت أركّب عارض الصور في الكافتيريا نظرت عبر الغرفة وكانت واقفة هناك طباخة المطعم الخاصة بي |
Ama aslında neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak için burada değilim. | TED | ولكنني لست هنا اليوم للحديث عما نستطيع فعله. |
Geçen akşam hakkında konuşmak için daha ne kadar bekleyeceğiz? | Open Subtitles | إذن .. إلى متى سننتظر حتى نتحدث عن الليلة الماضيه ؟ |