Hyde'dayken kokain hakkında okuduğum bir şey vardı... | Open Subtitles | هناك شيء ما قرأت عن الكوكايين عندما كنت فيها.. هايد بارك. |
Bu bana The New Yorker'da insan kaçakçılığı hakkında okuduğum çok ilginç bir makaleyi hatırlattı. | Open Subtitles | أتعلم, هذا يذكرني بمقال رائع لقد قرأت عن تجارة البشر في جرديدة ال"نيو يوركر" |
hakkında okuduğum mikrodalga fırınlardan birini sipariş ettim. | Open Subtitles | أقوم بالادخار من أجل شراء أحد أجهزة الميكروويف تلك التي قرأت عنها |
hakkında okuduğum şu çılgın pozisyonu ama çok zarifsin onun için ayrıca daha çok genç kız işi bu. | Open Subtitles | فقط إنها الوضعية الجنونية التي قرأت عنها ولكنكِ قديمة جداً بالنسبة لها -بجانب أنها من إختصاص الفتيات الصغيرات أكثر |
Elvis Presley hakkında okuduğum en başarılı çalışmaydı bu... | Open Subtitles | هذا أفضل موضوع صحفي قرأته عن (الفيس بريسلي) في حياتي كلها |
Amy hakkında okuduğum yazıya göre, geçmişiyle ilgili problemleri aşmak için psikiyatrik tedaviye başlamış. | Open Subtitles | حسب المقال الذي قرأته عن "آمي", بدأت علاجاً نفسياً الذي غطى على ماضيها بفعالية. التصرف المكرر الذي يظهر من هذه الرسومات التي رأيناها.. |
Erkek kardeşin, Lyman hakkında okuduğum tek şey kendini kongrenin altın çocuğu yaptığıydı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي قرأت عنه هو أخيكِ ليمان لقد صنع نفسه ليكون عضو كونغرس |
hakkında okuduğum şu, Black King gibi mesela. | Open Subtitles | تبدو تشبه التي قرأت عنها .. بلاك كينغ |
Laitanan hakkında okuduğum her şey iz bırakmadan kaybolduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (كل ما قرأته عن (لايتانان يقول بأنه قد إختفى من دون أثر |
hakkında okuduğum bir sanatçı derneği var. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في هذه اللوحة زمالة قرأت عنه. |
Sen gazetede hakkında okuduğum adamsın. | Open Subtitles | أنت الرجل الذي قرأت عنه في الصحف |