Sırf farklısın diye seni herkesin sahip olduğu haklardan mahrum bırakıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينكرون نفس حقوقك التي يتمتع بها أيّ شخص آخر لأنك مجرد واحد مختلف. |
Sırf farklısın diye seni herkesin sahip olduğu haklardan mahrum bırakıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينكرون نفس حقوقك التي يتمتع بها أيّ شخص آخر لأنك مجرد واحد مختلف. |
O kadınları devrimin getirdiği haklardan mahrum bıraktı ve hatta Fransız kolonilerinde köleliği geri getirdi. | TED | إذ حرم النساء من الحقوق التي أعطتهم إياها الثورة وأعاد مفهوم ومبدأ العبودية في المستعمرات الفرنسية. |
Şöyle motive edip soralım. Neden insanların işleri kendileri halletmeye çalışmaları ve buna katılmaları için bu kadar çok huzursuzluk, haklardan mahrum etme ve nefret var? | Open Subtitles | التي تحفّز و تجعل المرئ يتسائل , لماذا هناك الكثيرُ من الإضراب أو الحرمان من الحقوق أو الغضب, |
"Yankesici" filmi, suç ve haklardan mahrum olmakla ilgili bir tartışma başlattı. | TED | فيلم "النشال" بدأ بنقاش حول جرم الحرمان من الحقوق. |
Soykırımlarla yıpranmış, Çar'ın diğer azınlıklara tanıdığı haklardan mahrum bırakılmış ve Pale of Settlement denilen kendilerine ayrılan özel bölgelerde yaşıyorlardı. | Open Subtitles | يتم ضربهم في مذابح وممنوعين من الحقوق التي يسمح بها القيصر الروسي للأقليات الأخرى كان اليهود مُجبرين على العيش في مناطق محددة كانت معروفة باسم (حظائر الاستيطان) |