"halep" - Traduction Turc en Arabe

    • حلب
        
    Humus, Halep, Dera ve daha pek çok ağır tahribata uğramış şehirlerimiz var ve şu anda ülke nüfusunun neredeyse yarısı göç etmiş durumda. TED لقد دمرنا مدننا تماماً، مثل حمص، و حلب و درعا وغيرها الكثير، وأن ما يقرب من نصف سكان البلاد نازحون الآن.
    Halep'deki evinin enkazı altından çıkarılan beş yaşındaki çocuğun fotoğrafını gördük. TED رأينا هذه الصورة لطفل في الخامسة من عمره يسحبونه من تحت أنقاض منزله في حلب.
    Juba, Güney Sudan'da veya Halep, Suriye'de neler olduğunu bilmediğimizi söyleyemeyiz. TED لايمكننا أن نقول بأننا لا نعلم مايجري في جوبا، جنوب السودان، أو في حلب في سوريا.
    Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al. Open Subtitles أعطني تفاح من سوريا خوخ من عمان، وياسمين من حلب وليمون من مصر
    Lütfen Halep Ermeni kilisesi rahibine başvurun. Open Subtitles اذا كانت لديكم اي معلومات ارجوكم اعطوها الى قس كنيسة الارمن في حلب
    Lütfen bilgileri Halep'te Ömer Nasreddin'in sabun fabrikasına iletiniz. Open Subtitles الرجاء تقديم اي معلومات الى معمل الصابون نصر الدين في حلب
    Abisinin Halep'te Mossad ajanları tarafından öldürülmesinden sonra. Open Subtitles بعد مقتل شقيقه من قبل عملاء الموساد في حلب
    Bilmiyorum. Faruk Paşa,Halep'e tahliye edilmemiz için emir verdi. Open Subtitles أرسل فاروق باشا أوامر بأننا سوف يتم إجلاؤنا إلى حلب.
    Halep'e ulaşmak için yeterli yiyeceğimiz var. Open Subtitles لقد جلبنا ما يكفي من الغذاء للوصول إلى حلب.
    Yunanistan'daki mülteci kampında kısa süre önce tanıştığım bir kadın, Halep'i terk etmek zorunda kaldığını fark ettiği anı en iyi şekilde dile getirdi. TED مؤخراً، قابلت امرأة سورية في معسكر لللاجئين في اليونان والتي بينت الأمر بوضوح، عندما تذكرتْ نفس اللحظة حين توجب عليها الهرب من حلب.
    Ve şunu da ekleyin Halep'te kötü yürekli, türbanlı bir Türk bir Venedikliyi döverken ve ülkesine küfrederken sünnetli köpeği boğazından yakaladığımı ve onu şöyle geberttiğimi. Open Subtitles و اضيفوا بجانبه اننى عندما كنت في" حلب" مرة و اهان احد رجال الاتراك
    Şimdi gözyaşlarımızı Beyrut, Şam ve Halep için hazırlamalıydık. Open Subtitles نحن الآن لا بدّ أن نـُجهّز دموعنا "لـ "بيروت" و"دمشق" و"حلب
    Auschwitz'e nakiller devam ederken Joel Brand, Suriye'nin Halep şehrine gitti ve 11 Haziran 1944'te Yahudi Dairesi temsilcisiyle buluştu. Open Subtitles "بينما إستمرّ النقل إلى "آوشفيتس "سافر "جويل براند "إلى "حلب" في "سوريا وفي 11 من يونيو 1944 إجتمع مع ممثل وكالة يهودية
    Nasıl yaptıklarını anlamak için, Suriye'de, erken İslam biliminde bir uzman olan Halep Üniversitesinden Profesör Sami Chaloubi ile tanışıyorum. Open Subtitles لنفهم كيف قامو بذلك، أتقابل "مع البروفيسور "سامي شلوبي "من جامعة "حلب" بـ"سوريا الخبير في العلوم الإسلامية الأولى
    Halep'te sığınacak yer arıyoruz. Open Subtitles نحن نرحل الى حلب من اجل الامان
    Bilgiler Halep Kırk Şehit Kilisesi Yetimhanesi'ne iletildi. Open Subtitles اي معلومات سيتم استلامها بكل سرور بكنيسة دار الايتام "40 شهيداً" في حلب
    "Halep'te beş hastane bombalandı." TED "تم قصف خمس مستشفيات في حلب."
    Bu nedenle bu bitmez terör savaşını rafa kaldırmamız gerektiğine inanıyorum, onun yerine nereli olduklarına, hangi pasaporta sahip olduklarına veya nerede yaşadıklarına bakmaksızın sivilleri koruma prensibiyle çalışan bir programa ihtiyacımız var. Vancouver, New York, Kabil, Musul, Halep ya da Duma. TED لهذا السبب أعتقد بأننا بحاجة إلى الاستغناء عن الحرب الأبدية ونحتاج إلى استبدالها بأجندة أمنية يقودها مبدأ حماية المدنيين، لايهم من أين هم، أو جواز السفر الذي يحملونه، أو أين يعيشون: فانكوفر أو نيويورك كابول أو الموصل أو حلب أو دوما.
    Bu süreçte 1 milyondan fazla insan Halep, Şam, Humus gibi şehirlere göçtü. TED وخلال ذلك، انتقل أكثر من مليون شخص إلى مدن مثل(حلب)، و(دمشق)، و(حمص).
    Krak'tan, Halep'e kadar. Open Subtitles من حلب إلى قلعة الحصن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus