"halletmenin" - Traduction Turc en Arabe

    • للتعامل مع
        
    • لحل
        
    • لمعالجة
        
    • لإتمام
        
    • لإنجاز
        
    Açıkca görülüyor ki, bunu halletmenin tek bir yolu var. Open Subtitles من الواضح أنه هناك طريقة واحدة للتعامل مع هذا الموقف
    Yapmayın, bunu halletmenin daha kolay bir yolu vardır mutlaka. Open Subtitles هيا. لابد أن يكون هناك طريقة أفضل للتعامل مع هذا.
    Onu bulduktan sonra kardeşiniz hala ondan ayrılmak istemezse... bunu da halletmenin yolları var. Open Subtitles وحتى اذا حدث بعد العثور عليها, مازالت اختك ترفض ان تتركه, لدينا طرق لحل المسألة
    - Bana verdiğin seçim kabul edilemez. Bunu halletmenin bir başka yolu olmalı. Open Subtitles الخيار غير مقبول بالتأكيد هناك طريقة أخرى لحل المشكلة
    Eğer arkadaşının benimle çıkmasından rahatsız olduysan bunu halletmenin yolları her zaman vardır. Open Subtitles اذا لن تكونى مرتاحة أن صديقك يخرج معى هناك طرق دائما لمعالجة هذا
    Bakın, bu işi halletmenin sadece bir yolu var. Open Subtitles أسمع , هناك طريقة واحدة لمعالجة هذا الأمر
    Ve ıstırap vermek, işe yaradığı durumlarda elindeki işi halletmenin uzak ara en tesirli yöntemidir. Open Subtitles و حينما يحتدم الألم فسيصبحُ التعذيب حينها الوسيلة الأمثلُ لإتمام العمل.
    İnanmayacaksın ama illegal şeyler yapmadan da işleri halletmenin yolu var. Open Subtitles من الصعب الاعتقاد، ولكن هناك طرق لإنجاز الأمور التي لا تنطوي على الأنشطة غير قانونيه
    Bu sabah avukatımla görüştüm. Bu işi halletmenin en iyi yolunun ne olduğunu sordum. Open Subtitles قابلت محاميّ هذا الصباح، أردت نصيحته حول أفضل طريقة للتعامل مع الأمر
    Ama belki bu işi halletmenin daha iyi bir yolu vardır. Open Subtitles ولكن ربما كانت هناك طريقة أفضل للتعامل مع هذا الوضع ما هي؟
    Çalışmalarımı mahvetmeden önce bu sızıntıları halletmenin bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles يجب أنّ أجد طريقة للتعامل مع كلّ هذهِ الشقوق، قبل أنّ تدمر عملي.
    Bunu halletmenin daha iyi yolu vardı. Open Subtitles هناك العديد من الطرق الجيّدة للتعامل مع هذا.
    Damarın tıkanmasını bekleyemeyecek kadar kısa, ama kurbanının işini halletmenin bir yolunu bulmalıydı. Open Subtitles ضيق جدا بالنسبة له لينتظر أن يرى الانسداد لكنه كان مظطرا ان يكتشف طريقة أخرى للتعامل مع أخر ضحاياه
    Dün gece hiç uyumadım ve sanırım bu işi halletmenin bir yolunu buldum. Open Subtitles وهذا ليس عادلا فحسب كنت مستيقضا طوال اللليل وأعتقد أني وجت طريقة لحل هذا الأمر
    Her vasi her toplantıya katılamaz ve kan çıkmadan işi halletmenin bir yolu var mı yok mu onu görmek istiyorum. Open Subtitles لا يحضر كل الأوصياء كل الإجتماعات وأردت أن أجد طريقة لحل المشكلة قبل أن تزداد سوءً
    Başka bir şekilde halletmenin bir yolu olmalı. Open Subtitles هناك طريقة أخرى بالتأكيد لحل هذا الأمر
    Bunu halletmenin başka bir yolu olmalı. Open Subtitles لابد من وجود طريقة أخرى لمعالجة هذا الأمـر
    Bu işi halletmenin tek bir yolu var. Open Subtitles هنالك طريقة واحدة فقط لمعالجة الأمر
    Bunu halletmenin başka yolları da var. Open Subtitles هناك طرقٌ أخرى لمعالجة الأمر
    Bunu halletmenin bir yolu var mı? Open Subtitles فهل تــــوجد طريقـــة لإتمام ذالك
    İşleri halletmenin en iyi yolu budur. Katılmıyor musun, Charles? Open Subtitles إنها أفضل طريقة لإتمام الأمور ألا توافق على هذا يا (تشارلز) ؟
    Avukat olmadan bunu halletmenin bir yolu yok mu? Open Subtitles حسنًا، هل هنالك طريقة لإنجاز هذا بدون محامين؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus