Bazı işlerimizi halletmesi için onu birkaç haftalığına güneye yollamaya karar verdim. | Open Subtitles | قررت إرساله جنوباَ لبضعة أسابيع يتولى لنا بعض الأعمال |
Ahbap, babanın halletmesi gereken bir şey var. | Open Subtitles | يا فتاتي، والدكِ عليه الذهاب كي يتولى أمر ما. |
Bir başkasının işleri halletmesi ne zaman bizim yararımıza oldu, hmm? | Open Subtitles | متى قد حصلنا عالإستفاده بجعل شخص آخر يتولى الأمور هه؟ |
Ed karısına halletmesi gereken bir şeyin daha olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ايد اخبر زوجته انه لديه امر واحد بعد ليهتم به |
Ya son denetimi halletmesi için bağımsız bir vasi tutarsınız ya da... | Open Subtitles | إما أن تعين منظماً مستقلاً ليهتم بمراجعة الحسابات النهائية |
Helen'in halletmesi gereken bazı ailevi işleri vardı da. | Open Subtitles | هيلين لديها بعض الامور العائليه ذهبت لتهتم بها |
Üçümüzün halletmesi gereken bir yanlış anlaşılma var. | Open Subtitles | ثمّة سوء تفاهم يجب أن يصفّيه ثلاثتنا. |
Bobby'nin yönetimi halletmesi senin de önemli işlerini çözmene olanak sağlar. | Open Subtitles | " بوبي " يتولى إدارة تحريرك من عمل الأمور الهامة |
halletmesi gereken bir şeyin daha olduğunu söyledi ama ne olduğunu sormayın çünkü bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد قال انه لديه امر اخر ليهتم به لكن لاتسألني ماهو لانني لا اعرف |
halletmesi gereken bir işi varmış. | Open Subtitles | لديه بعض الاعمال ليهتم بها |
Ama önce halletmesi gereken prosedürler var. | Open Subtitles | لكن بقي لديها بعض المربعات لتضع عليها علامة الصح أولاً. |
Ablanın halletmesi gereken bir durum olabilir. | Open Subtitles | شقيقتكي يمكن أن يكون لديها بعض الظروف |
Üçümüzün halletmesi gereken bir yanlış anlaşılma var. | Open Subtitles | ثمّة سوء تفاهم يجب أن يصفّيه ثلاثتنا. |