İki oğlum var, eşimin üçüncü çocuğumuza hamile olduğunu yeni öğrendik. | TED | لدي ولدان، وقد علمت وزوجتي أنها حامل بطفلنا الثالث. |
Bir gün, 3 aylık hamile olduğunu farketti. | Open Subtitles | في أحد الأيام، فجأة، أدركت أنها حامل في الشهر الثالث |
Dekana, onun hamile olduğunu, ve birkaç aylığına çalışamayacağını söylerim. | Open Subtitles | سوف أقول للعميد بأنها حامل تحتاج إلى إجازة لبضعة أشهر |
Bu sabah, hala hamile olduğunu düşünüyorken... | Open Subtitles | هذا الصباح عندما كنا مازلنا نعتقد أنك حامل |
Bu senden hoşlanmadığım anlamına gelmez. Seni sadece sevmemiştim. hamile olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لم يكن الأمر أنني لم أُعجب بكِ، كل ما في الأمر، أنني لم أحبك اعتقدت أنكِ حامل. |
Kadının hamile olduğunu biliyorlar. Bu niçin. Toplantı yukarıda yapıldı. | Open Subtitles | يجب انه علموا انها حامل لذا فكروا فى الحفلة |
Düşündüm ki, bilirsin, sadece yakın akrabalar hamile olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | فعائلة مترابطة كهذه، كان لابد أن تعرف أنها حامل |
Maggie'ye gelirsek ilk gördüğümde hamile olduğunu anlamadım bile. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتى أنها حامل عندما رأيتها من أول مرة |
Eğer birisi hamile olduğunu öğrenirse, işi alamaz. | Open Subtitles | لو عرف أحد أنها حامل, لن تحصل على الوظيفة. |
William Walker ve lise aşkı Brody... ve sonra aniden, hamile olduğunu öğrenir. | Open Subtitles | ويليام والكر و حبيبها في الثانوية برودي عندما اكتشفت أنها حامل |
Eşi o kadar çabuk yola koyulmuştu ki ona hamile olduğunu söyleyememişti. | TED | غادر زوجها بسرعة إذ لم تستطع إخباره بأنها حامل بطفله. |
Onu getiren aile hamile olduğunu bile bilmiyordu. | Open Subtitles | العائلة التى سلمتها لم تكن تعلم بأنها حامل |
hamile olduğunu sandığını ama sonra kasık bitin olduğunu anladığını söylersin. | Open Subtitles | كنت تعتقدين أنك حامل ولكن أتضح أنه لا شئ |
Ama hamile olduğunu oğluma söylememeni asla affedemem. | Open Subtitles | لكنني لا أستطيع أن أغفر لك أنك لم تخبري ابني قط أنك حامل |
hamile olduğunu söylediğinde, kabul ediyorum ödüm bokuma karıştı. | Open Subtitles | عندما أخبرتينى أنكِ حامل أنا أعترف لقد كنت خائفاً حتى الموت |
Bana hamile olduğunu söylediğinde yanında olacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | عندما أخبرتيني أنكِ حامل قلت أني سأكون إلى جانبك |
hamile olduğunu öğrendi ve beni doğurmak için geri... | Open Subtitles | عندما اكتشفت انها حامل .. هجرت حب حياتها .. |
Ama o gece hamile olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden üzgünüm. | Open Subtitles | ولكن لم اكن اعلم انك حامل , اسفة حيال ذلك |
Yine de hamile olduğunu düşündüğünü bana söylemeliydin. | Open Subtitles | لكن كان عليك اخباري عندما ظننتِ بأنك حامل |
Çünkü Ruby'nin ailesini bulmam ve 13 yaşındaki kızlarının hamile olduğunu ve hâlâ, ilerlemiş belsoğukluğundan acı çektiğini söylemem lazım. | Open Subtitles | لأنه علي أن أجد والدي روبي لأخبرهم بان ابنتهم ذات الثلاثة عشر عاما كانت حامل وما زالت تعاني من مرحلة متقدمة من السيلان |
Bana hamile olduğunu söyledi... ama kötü bir espri yaptığını farz ettim. | Open Subtitles | أخبرتني أنها حبلى لكني افترضت أن ذلك ناجم عن حس الدعابة لديها |
Annemle babama hamile olduğunu ve bebeği vermeyeceğini söyleyince neden vermeyeceğini anlamıştım. | Open Subtitles | وعندما ذكرتي لوالدي ووالدتي بأنكِ حامل وتريدين الأحتفاظ بالطفل عرفت لماذا تفعلين ذلك |
Birlikte yaşlandık. Sonra bir gün gelip hamile olduğunu söyledi. | Open Subtitles | شبنا معاً، وذات يومٍ أخبرتني بأنّها حامل |
Annemin hamile olduğunu bildiğini sanmam. O hapishanedeymiş. | Open Subtitles | لا أظن أنه عرف أن أمي كانت حاملا كانت محبوسة في السجن |
Göreve başlayalı bir ay olmuştu ki, beni Skype'la arayarak, hamile olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بعد شهر واحد فقط من سفري إتصلت بي وأخبرتني أنها كانت حاملاً بالفعل |
Ben'le flört ediyorsun, onu kendine aşık ediyorsun ve sonra onunla yatıyorsun, sonra Ben'e hamile olduğunu söyleyip onunla evleniyorsun. | Open Subtitles | أنت تواعدين (بين), وتجعلينه يقع في حبّك وعندما تمارسين الفحشاء معه ومن ثمّ تخبرينه أنّك حبلى, ويتزوّجك |
Tüm para zaten bildiğimiz bir şeyi, hamile olduğunu öğrenmek için boşa gidecek. | Open Subtitles | كل هذا المال ضاع هباء فقط لنعلم ماكنّا نعلمه في المقام الأول بأنك حبلى! |