Hemen dönerim. Bay Hanson'ın çıbanları kurumadan önce kurutmam gerek. Tabii, git. | Open Subtitles | سأعود حالا علي ان اغطي غياب سيد هانسون طبعا , يمكنك الذهاب |
Ernie Hanson'ın çok şeker bir oğlan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أريد أن اعلمك بأني أعتقد ان إيرني هانسون فتى لطيف جداً |
Ne... Bence sen ve Hanson'ın bana öğrettiği şey; | Open Subtitles | أنت متقلب جدا أعتقد أني تعلمت من هانسون أنه لايمكنك الحصول على كلب للأبد 539 00: |
Takvimine göre Bay Hanson'ın bugün sadece kan basıncı ilaçları verilecek. | Open Subtitles | وفقا لرزنامتك سيد هانسن هنا فقط لدواء ضغط دمه |
Tamam bu Hanson'ın arabası ama Hanson'dan hiçbir iz yok. | Open Subtitles | انها سيارة هانسن ولكن لا وجود له |
Sizi Hanson'ın eski fare tuzağına taşınırken gördüm. | Open Subtitles | . لقد رأيتكِ تنتقلين لمصيدة فئران هانسون القديمة |
Bak, bunları yapmak için o kadar uğraştım, ama Vicky Hanson'ın göğüsleri gelişti ve tüm emeklerim çöpe gitti. | Open Subtitles | عملت جاهده على هذه .. وفيكي هانسون قلدتني في كل شيء . |
Buna, üç Amerikan büyükelçinin Ciudad Juárez'de öldürülmesi ve Kaliforniya uyuşturucu çarı, Millard Hanson'ın ortadan kayboluşu eklendi. | Open Subtitles | و قُتل بسببها ثلاثة سفراء أميركان ب"سويداد خواريز" و الإختفاء المفاجئ لإمبراطور المخدرات ب"كاليفورنيا" "ميليارد هانسون" |
Senin ve Hanson'ın tesiste kalmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم أنت و هانسون أن تبقوا في المنشأة |
Benim merak ettiğim şey bu katırların her birinin özel yetenekleri vardı. Hanson'ın ki ne? | Open Subtitles | ما آتساءل عنه هو، كل من هؤلاء البغال لديه مهراة خاصة، ما مهارة،"هانسون" ؟ |
Darin Hanson'ın DNA'sıyla karşılaştıracağım. | Open Subtitles | (سأقوم بمقارنتها بالحمض النووي ل (دارن هانسون |
Oyuk uçlu değil, yani Darin Hanson'ın silahından çıkmamış. | Open Subtitles | ليست ذو رأس أجوف فإنها ليست (من مسدس (دارن هانسون |
Ben de sadece Carlton Hanson'ın ofisinden aradığımı söyledim. | Open Subtitles | وكنت ... قلت, " أنا أتصل من مكتب كارلتون هانسون " |
Hanson'ın nasıl insanlarla ahbaplığı vardı? | Open Subtitles | هل يمكنك أت تخبرني بنوع الرجال الذين كان يتعامل معهم (هانسون)؟ |
Jethro'nun dişlerinde Hanson'ın deri parçalarını buldum. | Open Subtitles | (جيثرو) بريئ. لقد وجدت أجزاء من لحم (هانسون) في أسنان (جيثرو). |
Bu derilerin üzerinde Hanson'ın kol kılları vardı. - Yani boyun derisi değil. | Open Subtitles | لحم يحتوي على بصيلات شعر من يد (هانسون)، وليس رقبته. |
Bu Hanson'ın arabası değil mi? | Open Subtitles | اليست هذه سيارة هانسن ؟ |
Bu Hanson'ın arbası değil mi? | Open Subtitles | اليست هذه سيارة هانسن ؟ |
Hanson'ın ölümü müthiş uygun oldu o zaman. | Open Subtitles | أريده أن ينجح لقد كانت وفاة (هانسن) ملائمة بشكل شنيع |
New Yorklu yüz karası bankacı Michael Hanson'ın karısı. | Open Subtitles | هي زوجة مصرفي "نيويورك" المطرود (مايكل هانسن) |
Hanson'ın ifadesine göre, her salı Büyük Sentral Durağının orada ki... | Open Subtitles | ،(وفقًا لشهادة (هانسن" "كان لديّه وقت غداء |