Gribbs 70 yaşında ve hapishanede ölecek. Ben bunu istemiyorum. | Open Subtitles | غريبس في السبعين من عمره وسيموت بالسجن لا أريد ذلك |
Gribbs 70 yaşında ve hapishanede ölecek. Ben bunu istemiyorum. | Open Subtitles | غريبس في السبعين من عمره وسيموت بالسجن لا أريد ذلك |
Onun profiline çok uyan başka bir suçla karşılaşınca da bir kez daha onu aramaya başlamış ve bu sefer de California'daki bir hapishanede olduğunu öğrenmiştim. | Open Subtitles | و بعد ذلك وجدت جريمة تناسب ما فعل سابقًا لذلك قمت بالبحث عنه مرة أخرى، و في هذه المرة و وجدته في سجن أخر في كاليفورنيا |
Dostum, ben yedi yıl maksimum güvenlikli bir hapishanede çalıştım, ... ve bu hala gördüğüm en gay şey. | Open Subtitles | يا صديقي لقد عملت في سجن لمدة سبع سنوات و تلك هي أكثر الأشياء شذوذاً اللتي سبق لي رؤيتها |
Bu birini hapishanede tutmak gibi bir şey. Ama bunu değiştirirsen, tamam mı? | Open Subtitles | إنه كمثل الإبقاء على شخص فى السجن و لكن إذا قمت بتغيير ذلك |
Evinden alındı ve 14 yıldır hapishanede işlemediği bir suç yüzünden. | Open Subtitles | أخذ من بيته .ووضع بالسجن لأكثر من 14سنه لجريمه لم يرتكبها |
hapishanede öldürülmeniz istendiyse daima bir sonraki kavganın yolunu gözlersiniz. | Open Subtitles | عندما تكون مستهدفاً للقتل بالسجن يجب عليك أن تظل يقظاً |
Bir şey sormak istiyorm. Neden beni hapishanede ziyarete gelmedin? | Open Subtitles | أريد أن أسئلك سؤال لم لم تأتي لزيارتي بالسجن ؟ |
Bu sabah, işi diş tamir etmek olan birinden ayrıldığım için hapishanede uyandım. | Open Subtitles | انت تعلم , قضيت ليلتي بالسجن لاني انفصلت عن شخص 644 00: 21: |
hapishanede ne kadar zor zamanlar geçirdiğini bana anlatman gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب ان تخبرنى كيف ان الامور كانت سيئه بالسجن |
Oradaki arkadaşımız sağ olsun, onları bir tür hapishanede tutuyoruz. | Open Subtitles | شكرا لاصدقائنا انهم يبقون عليهم في سجن من نوع ما |
Bir keresinde ormandaki bir hapishanede geçen bir film izlemiştim. | Open Subtitles | رأيت فيلماً ذات مرة تقع أحداثه في سجن في الأدغال |
Hatta artık Storybook Mums kolu da var. Birleşik Krallık'ta 100'ün üzerinde hapishanede mevcut. | TED | وكما توجد قصص الآباء توجد قصص الأمهات في أكثر من 100 سجن في المملكة المتحدة. |
Bir komünist lider olarak tutuklanan kurbanımız hapishanede durgunlaşır. | Open Subtitles | سجن كزعيم شيوعي وعاني البريء مرارة السجن |
Ancak Zachary, beklenmedik bir şekilde, harabolmuş bir hapishanede tutuluyor, ...belki de Silver Kasabası'nın bir özelliği vardır, ...Puerto de Fuego'ya en yakın yerleşim alanı olması gibi. | Open Subtitles | فقط أن زاكاري بشكل غير متوقع تماما وضع في سجن رديء وذلك حدث في المدينه الفضيه والتي بالصدفة هي .اقرب |
Evet, ben bile çok nadir görüyorum onu. Çok fazla çalışıyor, sanki hapishanede. | Open Subtitles | نعم ، أنا نفسى أراها قليلاً لإنها تعمل كثيراً وكما إنها فى السجن |
Geçen yıldan beri hapishanede olan benim ama esas dağılan sensin. | Open Subtitles | أنا من كان في السجن في العام الماضي وأنت الذي أخفقت |
Şimdi bizi yanlış yönlendirip ...polis soruşturmasını engellersen kendini hapishanede bulabilirsin. | Open Subtitles | لكن التدخل بعمل الشرطة من أجل بعض الانتباه سيؤدي بك للسجن. |
Jimmy Conway, adam öldürme suçundan ömür boyu hapse mahkûm edildi. Hâlâ New York'taki bir hapishanede, cezasını çekiyor. 78 yaşında olacağı 2004 yılına dek şartlı tahliye talebinde bulunamayacak. | Open Subtitles | جيمي كونواي مازال يقضي مدته وهي 20 عاماً عقوبة لإرتكابه العديد من الجرائم بسجن ولاية نيويورك |
1850'deki kölelik dönemine oranla günümüzde daha fazla siyahi insan hapishanede. | TED | لدينا اليوم في السجون من السود أكثر ممن كانوا تحت الاستعباد سنة 1850. |
Hayır. Onlardan hapishanede yeterince gördüm. Bırak dırdırı, yoksa canını acıtırım. | Open Subtitles | رَأيتُ الكثير مِنهن في السجنِ ، توقف عن مُضايقتي أو أُؤذيك |
Sayın yargıç, Bu adamlar CNN'e gülerken Müvekkilim hapishanede zor anlar geçiriyor | Open Subtitles | سيدي القاضي،موكلي مر باوقات عصيبة داخل السجن. |
Belki hapishanede birkaç yeni beceri öğrenirsin. | Open Subtitles | ربّما ستتعلّم بضع مهارات جديدة في السّجن |
-Hawaii'de olduğumu biliyorum, ama sanki lanet bir hapishanede gibiyim. | Open Subtitles | أعلم أننا في هاواي ولكن أشعر بأني في سجنٍ لعين |
Stop lambaları çalışmadığı için hapishanede olan bir müvekkilim var. - Ve onu çıkartamıyorum. | Open Subtitles | لدي موكل مسجون بسبب عطل في الضوء الخلفي... |
Mahkeme öncelikle vakti gelene kadar... hapishanede bir süre kalmanıza... oradan da asılarak... idam edilmenize... naaşınızın idamdan önce kalacağınız hapishanenin mezarlığına.. | Open Subtitles | وحكمت عليك بأن تذهب من هذا المكان لسجن قانونى ومن ثم إلى مكان الإعدام وهناك سيتم إعدامك شنقاً |
Aklı hala aşk tutsağının bulunduğu hapishanede. | Open Subtitles | هيا نعود إلى السجن ونحل مشكلة حبيبة المسجون |
Bu sikik hapishanede uyuşturucu hala yasak mı? | Open Subtitles | أما زالَت سياسَة هذا السِجن ضِدَ تعاطي المُخدرات؟ |