Tabii bunlar hapse girmeden önceydi. Ama şu anda seninle konuşmak istediklerimiz çatıda gördüğümüzü iddia ettiğimiz şeyler. | Open Subtitles | وقبل ذلك كان دخولي السجن ولكن ما نود فعلا أن نتحدث إليكم عنه |
Ben hapse girmeden önce Deirdre hamile kalmıştı. | Open Subtitles | ديردرا كانت حامل قبل دخولي السجن |
Neyse ki finans danışmanım hapse girmeden yeterince para bıraktı. | Open Subtitles | لحسن حظي تمكن مدير اعمالي من جمع مبلغا من المال قبل ان يدخل السجن |
hapse girmeden önce ağabeyim verdi. | Open Subtitles | أعطانـي إياه أخـي قبل أن يدخل السجن |
Muhtemelen Brandt hapse girmeden önce Tobin'e birşeyler vermek için oradaydı. | Open Subtitles | فرضًا ، بارندت كان هناك لاعطاء توبن السبب بموته قبل دخوله السجن |
Hayır, bana hapse girmeden önce kim olduğumu hatırlattı. | Open Subtitles | لا, انة ذكرني بنفسي قبل ان اذهب للسجن. |
Bu hapse girmeden önce yediğim son yemek mi? | Open Subtitles | هل هذه آخر وجبة أتناولها قبل أن أذهب للسجن ؟ |
Ben hapse girmeden önce Deirdre hamile kalmıştı. | Open Subtitles | ...حبلت "ديردرا" قبل دخولي السجن و |
Babam hapse girmeden hemen önce bunu kamyonetinde bulmuştum. | Open Subtitles | -وجدت هذه مع أبى قبل أن يدخل السجن |
hapse girmeden önce, burada o kadınlaydı. | Open Subtitles | كَانت هنا برفقته قبل دخوله السجن |
hapse girmeden önce. | Open Subtitles | قَبْل دخوله السجن |
hapse girmeden önce Stoner Vietnam'da nişancıymış. | Open Subtitles | قبل دخوله السجن (ستونر) كان أحد القناصة (في (فيتنام |
Evet. Onu son gördüğümde, hapse girmeden önce. | Open Subtitles | نعم, اخر مرة رايتها, قبل ان اذهب للسجن |
Onunla hapse girmeden önce tanıştım. | Open Subtitles | لقدقابلتها.. قبل أن أذهب للسجن. |