Aptal oyunlarına harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للعب الألعاب الغبية الخاص بك. |
Çünkü küstah küçük kızlara harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | لأنه ليس لدي وقت لاهدره على البنات الصغيرات الوقحات |
Hayır... Benim bunları düşünmeye harcayacak vaktim yok. Aslında, yapması gereken bir çok işi olan meşgul bir insanım ben. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لاضيعه على هذه التفاهات، لو كنت تعلم كم انا مشغوله |
Bu saçmalıklara harcayacak vaktim yok. Paraları nereden aldın? | Open Subtitles | حسناً, ليس لدي وقت لمثل هذا الهراء من اين حصلت على النقود؟ |
Sana söylemiştim Penny, saçmalıklarına harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | لقد أخبرتك يا "بيني" ، ليس لدي وقت لكلامك الفارغ |
Chuck, senin saçmalıklarına harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | تشاك " ليس لدي وقت لأسمع ذلك الهراء" لدي يوم مشغول جدا |
Bu tür oyunlara harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذه الالعاب |
Buna harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لمناقشة هذا |
harcayacak vaktim yok | Open Subtitles | ليس لدي وقت لنضيعه. |
Boşa harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للهراء. |
harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت |
harcayacak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت . |