Sevdiğin gibi hardallı lahana turşusu aldım. | Open Subtitles | جلبت لك الخردل و مخلل الملفوف , هذا ما تحبينه |
Sana da az mayonezli ve daha da az hardallı sade hindi etli sandviç. | Open Subtitles | و لحم ديك رومي بدهنة صغيرة من المايونيز و دهنة أصغر من الخردل |
Yine de ona hardallı ve jambonlu maskeyi almak için mümkün olan her şeyi yaptın. | Open Subtitles | و رغم ذلك فعلت المستحيل لتحضره له مغطى بالخردل و لحم الخنزير |
Yine de ona hardallı ve jambonlu maskeyi almak için mümkün olan her şeyi yaptın. | Open Subtitles | نعم و رغم ذلك فعلت المستحيل لتحضره له مغطى بالخردل و لحم الخنزير |
Jambon ve domates, sade salatalık ve hafif Dijon hardallı tavuk. | Open Subtitles | شطائر اللحم و الطماطم، مع الخيار العادي و الدجاج و قدر ضئيل من خردل "ديجون". |
Bal hardallı jambon ve kaşar peynirli, mini portakallı bisküviler. | Open Subtitles | البسكويت البرتقالي الصغير مع لحم خنزير وخردل وعسل وجبن تشادر |
Bol soğanlı, hardallı ve soslu bir Chicago sosislisi verir misin? | Open Subtitles | أيمكن أن أحصل على شطيرة مع البصل الأضافي والخردل الأضافي, والمذاق الأضافي |
Jambon! hardallı ve çeşnili jambon bu! | Open Subtitles | إنّها شطيرة لحم خنزير مع الخردل والفجل |
Ve Habib, sen de hardallı bir sandviç kap gel. | Open Subtitles | وحبيب... ... لك تغطية كلب الساخنة مع الخردل وجهتم إلى هنا. جاهز؟ |
hardallı ve kinişli sosisli sandviç, lütfen. | Open Subtitles | سأحصل علي سجقّ مع الخردل و النيش |
İki sosisli. hardallı olsun, lütfen. | Open Subtitles | شطيريتين مع بعض الخردل من فضلك |
Benimki hardallı olsun. | Open Subtitles | ضع قليلاً من الخردل على ظهري، أيها القائد المجنون! |
- Bol hardallı, çedar peynirli olsun. - Tamamdır. | Open Subtitles | شيدر مع الكثير من الخردل فهمت ؟ |
Izgaramızda dana sırtından, turplu... hardallı ve fıstık ezmeli pirzola var. | Open Subtitles | شوائنا , ظهر طفل رضيع بالخردل واضلاع مغطاه بالفستق والزبدة |
Her maça gittiğimde 2 tane sosislimi alırdım. hardallı ve soslu. | Open Subtitles | وفي كل مباراة أعتدت أن اطلب أثنان من النقانق بالخردل |
Tamam, iki tane hardallı ve çeşnili ve... | Open Subtitles | حسنا, شطيرتان بالخردل و البهارات |
Bekle, dur. Bu da ne? İnsanların yemeyeceği bir yemeğin yanında duran hardallı bir peçeteymiş sadece. | Open Subtitles | مهلاً ، ما هذا؟ هذا منديل مليء بالخردل |
hardallı ve soslu. Bol soslu olsun. | Open Subtitles | خردل الكثير منه |
Fazla hardallı, müesseseden. | Open Subtitles | خردل اضافي على حسابي |
Bol hardallı, pepperoncini biberli. | Open Subtitles | خردل أضافي ، فلفل مخلل |
Ekstra ketçaplı ve ekstra hardallı iki Yengeç Burger, mayonez kalsın. | Open Subtitles | أريد شطيرتي (كرابي باتي) بالمزيد من الصلصة وخردل إضافي، وقلل المايونيز |
- Hem de tuzlu hardallı. | Open Subtitles | -مع الملح والخردل |