Dr. Harrison'ı arayıp şok edici davranışınız hakkındaki tüm bilgileri verdim. | Open Subtitles | لقد اتصلت بدكتور هاريسون و أعطيته تقريرا عن سلوكك السيئ |
Alex Harrison'ı öldüreli 3 gün öldü. | Open Subtitles | لقد مضى 3 ايام منذ ان قتلوا اليكس هاريسون |
Eminim Mark Harrison'ı o zaman görmüş olsak, kurbanlarla arasında ciddi benzerlikler bulurduk. | Open Subtitles | أراهن ان رأينا مارك هاريسون في ذلك الوقت سيكون يشبه ضحايا الجاني بشكل كبير |
Bir şekilde Camille Harrison'ı bir fahişeyle üçlü yapmaya ikna etmiş. | Open Subtitles | 16,636 بطريقه ما, نجح في أقناع كاميل هاريسون بممارسة جنس ثلاثي مع مومس |
Hey, Rocky Creek, Diz Harrison'ı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هاي, روكي كريك, أتتذكرون ديز هاريسون? |
Tropper'ın yanına Thompson ve Hornby'nin yanına Harrison'ı koymak hiç mantıklı değil. | Open Subtitles | (و (تروبر) إلى الجانب من (ثومبسون وأيضا (هورنبي) بجانب (هاريسون) ليس منطقياً |
Kyle Harrison'ı öldüren kurşunda bulduğumuz taş bu. | Open Subtitles | هذه الصخرةُ بأنّنا وَجدنَها في الرصاصةِ التي قَتلَ "كايل هاريسون". |
Onları sende terk ettin, Abby, Huck'ı, Quinn'i ve Harrison'ı. | Open Subtitles | لقد هجرتهم ايضا ابي هاك و كوين هاريسون |
Harrison'ı burada bulacağımı sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنني قد تجد هاريسون هنا معك. |
Ee, bu akşam için, bence Harrison'ı getirmelisin. | Open Subtitles | بما يتعلق بالليلة، أعتقد بأنه يجب عليك إحضار (هاريسون). |
Lara, Lara, bekle, bekle, bekle. Bak. Bak, Harrison'ı arayan Conrad'dı, tamam mı? | Open Subtitles | (لارا), إنتظري, إنتظري، اسمعي (كونراد) هو الذي اتصل بـ(هاريسون) |
Ve bugün illüzyon ustası Derek Harrison'ı suya sarkıtıyoruz bakalım yine mucizevi şekilde kefeni yırtabilecek mi? | Open Subtitles | اليوم سنغرق فنّان الهروب ديريك هاريسون) في الماء) لنرى إذا كان يمكنه مغالبة الموت بمعجزة مرّة أخرى |
Harrison'ı bırakın gitsin. Bana sadıkça hizmet etmek dışında bir şey yapmadı. | Open Subtitles | يجب أن تسمحوا لـ(هاريسون) أن يذهب لم يفعل شيئاً سوى مساعدتي بصدق وبإخلاص |
Eğer Harrison'ı bırakırsanız sizinle konuşurum. | Open Subtitles | ولكن إذا أطلقتِ سراح (هاريسون)، عندها سأبدأ بالتحدّث |
- Harrison'ı yatırayım ben. | Open Subtitles | ينبغي أن أضع هاريسون بفراشه |
Orada kaçan John Harrison'ı yakalayıp yaptıklarının cezasını çekmesi için Dünya'ya götürüp adalete teslim edeceğiz. | Open Subtitles | حيث سنقبض على الهارب (جون هاريسون) ونعيده إلى الأرض لينال عقابه |
Teğmen, Yıldız Filosu'yla bağlantı kurun ve Harrison'ı göz altına aldığımızı bildirin. | Open Subtitles | أيها الملازم اتصلي بالقاعدة وأعلميهم بأن (هاريسون) بحوزتنا |
Ben de emirlerini ihlâl edip Harrison'ı gözaltına aldığını duymayı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن تأخذ (هاريسون) كرهينة وتخالف الأوامر |
Orada kaçan John Harrison'ı yakalayıp yaptıklarının cezasını çekmesi için Dünya'ya götürüp adalete teslim edeceğiz. | Open Subtitles | حيث سنقبض على الهارب (جون هاريسون) ونعيده إلى الأرض لينال عقابه |
Teğmen, Yıldız Filosu'yla bağlantı kurun ve Harrison'ı göz altına aldığımızı bildirin. | Open Subtitles | أيها الملازم اتصلي بالقاعدة وأعلميهم بأن (هاريسون) بحوزتنا |