hasatın tamamlamasına çok az kaldı. Eğer süre dolmadan tamamlayamazlarsa her şey biter. | Open Subtitles | ميعاد الجنيْ قريب الحلول، وإن لم ينهين الحصاد قبله، ستضيع الفرصة |
hasatın tamamlanabilmesi için öldürülmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنّي تعيّن أن أموت لكيّ يكتمل الحصاد. |
hasatın büyük bir fiyasko olduğunu biliyorum ama en azından bir yer bulma büyüsü yapabileceğimi sanıyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الحصاد فشل على نحوٍ ذريع، لكن ما يزال بوسعي إجراء تعويذة اقتفاء. |
Çilek hasatın nasıl gidiyor, Chester? | Open Subtitles | كيف هو محصول الفراولة لديكم ؟ |
Her hasatın yarısı. | Open Subtitles | نصف كل محصول |
Bunun için bir şekikde hasatın tamamlanmaması gerekiyordu. O işe de sen el attın. | Open Subtitles | حرصتِ ألّا تكتمل شعائر الحصاد إلّا إذا كنتِ المتحكّمة فيه. |
Sen öleceksin ki biz de hasatın sağladığı tam güçten faydalanacağız. | Open Subtitles | يجب أن تموتي لكيّ يحصل مجتمعنا على كامل قوّة الحصاد. |
Elbette birisi yeni yerleşiminizin başarılı olduğundan emin olmak için kalmalı. İlk hasatın güvenle toplanması için. | Open Subtitles | حسنٌ، بالطبع، يجب أن يبقى أحد ليحرص على نجاح المستوطنين في الحصاد الأول. |
Son olarak, hasatın tanrısı Freyr için inşa edilmiş güçlü bir gemi olan küçük bir bez. | TED | وأخيرًا قطعة قماش صغيرة انفردت في سفينة قوية بنيت لـ(فريير)، إله الحصاد. |
hasatın toplanmasına yardım etti. | Open Subtitles | وساعد في موسم الحصاد. |
AO 1'de organ hasatın var, Seibert AO 2'de... | Open Subtitles | لديك العملية الحصاد في الغرفة رقم واحد المريض ((سيبرت)) في الغرفة رقم أثنان |
Evarts Lisesinde 26 yıl öğretmenlik yaptım hasatın düşük olduğu yıllarda bizi geçindirdi. | Open Subtitles | لقد قمت بتدريس الانجليزية في ثانوية (ايفارتس) لمدة 26 عام وتلك المزارع ستبقينا في غنى في فترة الحصاد الهزيل |
George, hasatın başarısız olduğunun farkında değil mi, hiçbir yerde mısır bulunmuyor mu? | Open Subtitles | الاَ يعلمُ (جورج) أنَ الحصاد قد فشل، ولا توجد ذرةٌ بأيّ مكان؟ |