"hastalarıyla" - Traduction Turc en Arabe

• مرضاه
• مرضاهم
• بمرضاه
• مرضاها

Onu hiç tanımamıştı, ancak hastalarıyla ilgilenmek babasıyla bağlanmanın yoluydu.
لم تعرفه حتى ولكن مقابلو مرضاه كانت طريقتها بالأتصال به

Niles'ın hastalarıyla daha katı sınırlar koyması gerekiyor.
تَحتاجُ النيل للبَدْء الحدود الأكثر صرامة مَع مرضاه.

O listedeki hiç kimse, hastalarıyla senin kadar zaman geçirmiyor.
ليس هناك أحد على اللائحة يمضي من الوقت مع مرضاه كما تفعل أنت

Seninle açık konuşuyorum, çünkü doktorlar her zaman hastalarıyla açık konuşmalı ve saygılı olmalıdır.
لأن الأطباء ينبغى لهم أن يكونوا حازمين مع مرضاهم

derdi. (Gülüşmeler) Paul'un hastalarıyla ilgilenişini seyrederken ona aşık oldum.
(ضحك) وقعت في حب (بول) عندما شاهدت كيف يعتني بمرضاه.

Hayır. Asla hastalarıyla tartışmazdı.
كلاّ، لم تناقش أمر مرضاها معي.

hastalarıyla görüşmüyorsa, bölümün başı olarak gidip onunla konuşmalıyım.
,حسنا,اذا كان لا يحضر مواعيد جلسات مرضاه .انا رئيسه فى العمل,سوف اتحدث معه

Beni ilgilendirmez aslında ama hastalarıyla görüşmesini sevmiyorum.
إنه لا ينبغي أن يقلقني هذا ولكن لا أحب مقابلة مرضاه.

Tırmık ilaçları ve çoklu kişiliğe sahip hastalarıyla olayı çözdü.
كسر سكراتش الحاجز بعقاقيره و مرضاه ذوي الشخصيات المتعددة

hastalarıyla çok fazla zaman geçirdiği anlamına gelir bu.
هذا يعني انه يقضي وقتاً طويلاً مع مرضاه

O hastalarıyla yatıyor.
إنه ينام مع مرضاه.

hastalarıyla birlikte ağlar.
يبكي مع مرضاه

Doktorların kanunen hastalarıyla çıkmasına izin verilmiyormuş.
قانونياً، لا يسمح للأطباء أن يواعدوا مرضاهم

hastalarıyla yatan cilt doktoruna güven olur mu ayol.
احذري من أطباء أمراض الجلد الذين يضاجعون مرضاهم

O gerçekten hastalarıyla gerçekten ilgili.
بمرضاه فعلاً مهتم هو بل

Zuber hastalarıyla çok ilgileniyor.
زبير يهتم حقاً بمرضاه

hastalarıyla görüşmek istiyoruz.
نحب مقابلة مرضاها

hastalarıyla da inanılmazdı...
"كانت مدهشة مع مرضاها..."