| Seninle bu konuda konuşurdum ama hastama bakmam lazım. | Open Subtitles | أود مناقشتك بهذا، لكن علي الذهاب للإطمئنان على مريضي. |
| Pekala, hastama parmağını bile sürerse burada kalmayacağım! | Open Subtitles | حسناً ، أنا لن أبقى إذا زرع أصبع واحد على مريضي |
| Olabilir ama, hastama ve karısına boş umutlar vermezse çok memnun olurum. | Open Subtitles | أتمنّى ألا تزوّد مريضي وزوجته بأملٍ زائف |
| Profesyonellik dışı davranıyorum ve hislerime yenilerek hastama ve kocasına birlikte olmaları için biraz zaman verdim. | Open Subtitles | أنا أتصرف بطريقة غير مهنية و أتورط عاطفياً بينما مريضتي و زوجها يحظيان بوقت معاً |
| Amelia hamile hastama beyin ameliyatı yapıyor. | Open Subtitles | اميليا ستجري جراحة في دماغ مريضتي الحامل |
| Sizin hastanıza yaptıklarınızın aynısını, benim hastama yaptığımı duyduğunuza memnun olacaksınız. | Open Subtitles | ستكون سعيداً لمعرفة أنني فعلت كل شيء لمريضي مثلما فعلت أنت لمريضك. |
| Olmaz. Yapacağım şey, ameliyathanedeki hastama dönmek... | Open Subtitles | العمليات غرفة في لمريضتي سأعود أنني سأفعله, ما ... |
| Sonraki hastama "Az önce çıkan adam Sarı Çubuk diye bir kadına takmış, sapık bir manyak," desem hoşuna gider miydi? | Open Subtitles | كيف سيبدو الأمر فيما لو قلت للمريض التالي أن المريض السابق ماهو إلا شخص مجنون وغريب الأطوار ومهووس بفتاة تدعى العصا اللاصقة؟ |
| Bir süre için çıkıyorum. Bir sonraki hastama gecikeceğimi söyle. | Open Subtitles | انسة بيترى,سأخرج قليلا, واخبرى مريضى القادم اننى شأتأخر قليلا |
| hastama daha önce iki kez organ nakli yapılması gündeme geldi ama ikisi de suya düştü. | Open Subtitles | مريضي قدم من أجل عمليتي زراعة، وكلتاهما فشلتا. |
| Görevini yapması için de bu tümörü almam ve bu sağlıklı organları durumu çok kötü olan hastama nakletmem gerek. | Open Subtitles | وما سيجعله يعمل هو أن أقوم بإخراج هذا الورم وأضع هذا العضو السليم داخل مريضي المريض جدًا. |
| Kendini göstermeye çalıştığını biliyorum ama seni hastama teşhis koyman için çağırmadım. | Open Subtitles | أنت تريدي من الجميع أن يروكِ و لكنني لم أستدعيك إلى هنا لكي تشخِّصي مريضي |
| Belki hastama hapşurarak görevini tamamlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك إكمال مهمتك بأن تسعل على مريضي |
| Üstelik bu yaklaşım hastama gereken hayat kurtarma işlemini verebileceğim tek yöntem. | Open Subtitles | هي الطريقة الوحيدة التي أستطيع فيها أن أعطي مريضي العملية المنقذة للحياة التي يحتاجها |
| St. Matthews'daki hastama uzaktan erişimle mitral kapakçık onarımı yapacağım. | Open Subtitles | لإجراء عملية إصلاح الصمام التاجي عن بعد على مريضي في مستشفى سانت ماثيوز |
| hastama perikardiyosentez yapılması gerek onu Stuart'ı görmeye götürene kadar kendisine elimi sürmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | أجل، لماذا؟ مريضتي تحتاج لبزل تاموري، ولن تسمح لي أن ألمسها |
| Ben de onun gibi bir hastama aşık oluyorum. | Open Subtitles | و أنني مثله, واقع في غرام مريضتي |
| Aynı zamanda hastama asılıyorsun. | Open Subtitles | والذي في نفس الوقت يتقرب من مريضتي |
| hastama seçeneklerini sundum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعطي مريضتي خياراتِها |
| hastama kalp bulundu. | Open Subtitles | ستحصل مريضتي على قلب |
| Az önce hastama kapa çeneni mi dedin? | Open Subtitles | أقلتي لمريضي أن يخرس؟ |
| Yakın zamanda hastama dönebilecek miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا أن نعود لمريضتي في وقت قريب؟ |
| Biletleri bir hastama verdim. | Open Subtitles | أعطى تذاكر للمريض. |
| hastama ulaşmamı sağlamazsanız ölecek. | Open Subtitles | إن لم تدعنى أذهب إلى مريضى .. فسوف يموت |
| Sana göz kırptım. Ben.. Hayatım boyunca hiç bir hastama göz kırpmadım. | Open Subtitles | لقد غمزت لكِ للتو لم أغمز لمريض في حياتي أبداً |