Ama Harriet bu kadar hastayken siz gitmek istemezsiniz herhalde? | Open Subtitles | لكن , لن ترغب بالذهاب سيد التون ,فهارييت مريضة للغاية |
Kabul ediyorum, sen hastayken o tehlikeli hareketleri yapmandan pek hoşnut değildim. | Open Subtitles | لا أعترف بأنني لم أكن سعيدة بعملك لحركات خطيرة بينما أنتِ مريضة |
Ailemden uzakta olmak çok zor, özellikle de annem bu kadar hastayken. | Open Subtitles | من الصعب أن أكون بعيدة عن عائلتي خاصة حينما تكون أمي مريضة |
Yaşamının son iki yılında, hastayken, bir not defterine benimle ilgili düşüncelerini doldurdu. | TED | في آخر سنتين من حياته، عندما كان مريضاً لقد ملأ مذكرته بخواطره عني |
Neden bunu hastayken söylemedin bana, ha? | Open Subtitles | أوه، نعم؟ لماذا لم تخبرني ذلك عندما كنت مريضا ؟ |
Ben Marseilles'de iki hafta hastayken ve sen tehlikedeyken, neden bırakmadın beni? | Open Subtitles | وحين مرضت في مرسيليا بقيت اسبوعين معرضاً للخطر. لماذا لم تتركني؟ |
Sen hastayken sana gösterdiğim sevgi ve sabrı hatırlamaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تذكري الحب و الصبر الذي أظهرته لك عندما كنتي مريضه |
Biliyorum anne, ama sen hastayken bunun sırası değil. | Open Subtitles | انا , لا أعلم عندما تكوني مريضة هذا ليس وقتاً طيباً |
Hiç bir şey yoluna girmedi baba... O hastayken "her şey yoluna girecek" demiştin... | Open Subtitles | لم يجر الأمر على ما يرام بابا عندما كانت مريضة قلت أن الأمور ستكون على ما يرام |
Çünkü karını hastayken görmekten nefret ediyorsun, acı çekerken | Open Subtitles | تكره أن تراها و هي مريضة و أن تشاهد معاناتها |
Bu kadar hastayken neden beni aramadın? | Open Subtitles | لماذا لم تتصلي بالبيت اذا كنتي مريضة الى هذا الحد؟ |
Hatırladığım kadarıyla annesi bir şey yapıyor çocuk hastayken tüm ilgiyi o görüyor. | Open Subtitles | أتتذكرالأمالتيكانتمصابةبذلكالشئ, أن تبقي ابنتها مريضة من أجل جذب الانتباه؟ |
Çünkü annenin hastayken kaldığı hastane aslında kapalıymış. | Open Subtitles | لأنه قال بأن المصحة التي كانت بها أمك فيما هي مريضة قد أغلقت |
Davey hastayken aradığım doktorun numarası neydi? | Open Subtitles | ما هو رقم الدكتور الذى جئتى به عندما كان ديفى مريضاً ؟ |
hastayken aklımda sadece onlar vardı. | Open Subtitles | انهم من كنت افكر بهم فقط عندما كنت مريضاً |
Babası hastayken sokaklarda kendi başına büyüdü. | Open Subtitles | عندما كان والدها مريضاً, خرجت للمواجهة في الشارع بنفسها. |
Oğlum hastayken akciğer laboratuvarında çok zaman geçirmiştim. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الوقت في مخبر امراض الرئه عندما كا ابني مريضا |
Onu bizde hastayken gördüm, sonra bir daha görmedim. | Open Subtitles | أنا لم أراه منذ كان مريضا هنا |
Ben hastayken çalışırım. | Open Subtitles | أنا أعمل عندما أكون مريضا. |
Ben Marseilles'de iki hafta hastayken ve sen tehlikedeyken, neden bırakmadın beni? | Open Subtitles | وحين مرضت في مرسيليا بقيت اسبوعين معرضاً للخطر. لماذا لم تتركني؟ |
E-train, hastayken içki içilir mi? | Open Subtitles | قطار ايلي , هل يجب أن تشربي نبيذ وأنتِ مريضه ؟ |
hastayken seninle ben ilgilenirim. | Open Subtitles | سأعتني بكِ إذا مرضتِ |
Çocuğu hastayken terk etmek bana bir şekilde yanlış geliyor. | Open Subtitles | هو فقط يبدو خاطئ بطريقة ما أن أترك الطفل وهو مريض. |
Hatta hastayken, daha az iğrençsin. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنت لست مقرفا كثيرا عندما تمرض |