Prova yapmayacağız, size cevapları hatırlatmaya çalışmayacağız. Esasında... | Open Subtitles | ليس لإقناعك أو تذكيرك بالاجوبة فى الواقع |
Yarın bana bilgileri teslim edeceğin gün hatırlatmaya ihtiyacın olduğundan değil. | Open Subtitles | غد هو الموعد النهائي لتسليم المعلومات ليس علي تذكيرك بذلك |
- hatırlatmaya ihtiyacı olanlar gelmemeliler zaten. | Open Subtitles | أي أحد بحاجة إلى رسالة تذكير لا يستحق القدوم |
Küresel bir birleştiricilıği yatırımcılarına hatırlatmaya devam eden ve.. | Open Subtitles | كما التقلبات في الأسواق الناشئة مواصلة تذكير المستثمرين |
Benim için hepiniz yenisiniz, ...bu nedenle adınızı hatırlatmaya ihtiyaç duyarsam özürlerimi kabul edin, ...fakat Bayan... | Open Subtitles | لا أعرفكم جميعكم لذا إعتذار إن اضطررتم إلى تذكيري بأسمائكم |
Herhalde "bir artı bir" neydi hatırlatmaya geldi. | Open Subtitles | الأرجح أنها تريد تذكيري بحاصل جمع واحد زائد واحد |
Hazır olduğunuz zaman onu elinize alın ve size hatırlatmaya son verir. | Open Subtitles | إلى أن يكون عقلك الباطن جاهز لاستخدامه دون أن يذكرك بأي أمر |
Sana hatırlatmaya lüzum görmüyorum ama son teslimin perşembeydi. Müsait olduğunda beni ara. | Open Subtitles | لست بحاجة لأذكرك ان آخر يوم هو يوم الخميس سأتصل بك مرة اخرى |
Bence Laura'ya hayatın faniliğini hatırlatmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا أظن "لورا" تحتاج إلى ما يذكرها بهشاشة الحياة |
Ben sadece sana bir kitabı lanse etmek için herkesin görevi başında olduğunu göstermeye ve hatırlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول فقط أنْ أشير إلى كيف سيبدو الأمر وأيضاً تذكيرك إنّ إصدار كتاب يتطلب استثمار كل جهد. |
İlki, size sevilecek nelerin olduğunu hatırlatmaya çalışıyor. | TED | اولا , يحاول تذكيرك بالذي تحبه |
İkincisi, size korkulacak ve nefret edilecek nelerin olduğunu hatırlatmaya çalışıyor. | TED | ثانيا: يحاول تذكيرك بالذي تخشاه وتكرهه |
Orada ölmeyin. Birbirimize ölmemeyi hatırlatmaya alışkınız. | Open Subtitles | نحن نميل إلى تذكير بعضنا البعض أن لا نموت. |
Gariptir ki, bir çoğu Amerikalıydı ama sürekli kendime hatırlatmaya devam ettim. | Open Subtitles | وكان كثير من الأمريكيين، الذي كان غريبا - - ولكن كنت تذكير نفسه، - |
Bana hatırlatmaya yaratıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على تذكيري |
Robert Martin'den konuşmadığına, onun iyi özelliklerini sana hatırlatmaya çalışmadığına emin misin? | Open Subtitles | اانتي متاكده انه لم يكن يتحدث عن روبرت مارتن ليحاول ان يذكرك بصفاته الجيده؟ |
Onlar senin bilinçaltın sana kim olduğunu hatırlatmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إن ما دون وعيك يحاول أن يذكرك بما تكون |
Sana antlaşmadaki kilit noktasını hatırlatmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأذكرك بالنقطة الأساسية في المعاهدة |
Laura'ya hayatın anlamsızlığını hatırlatmaya gerek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن "لورا" تحتاج إلى ما يذكرها بهشاشة الحياة |